Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

Arifler Gül Bahçesi/3.Bölüm

Arifler Gül Bahçesi/3.Bölüm

 

 

 

KADİR GECESİ (1)

 

Kadir gecesi diyoruz.Gece ve gündüz deyimleri bizlere göredir.Allah’a göre, gece,gündüz yoktur.Fakat burada Kadir Gecesi diye söyleniyor.Cenabı Allah da bu gecenin hangi gece olduğunu bildirmemiş.Bunun yanında Kur’anı Kerim’inde geçen İsmi Azam duasını gizlemiş ve bir de Cuma gününde  bir saat var ki,o saatin hangi saatte olduğu bildirilmemiştir.Şayet bunların gününü ve saatini bildirmiş olsaydı.herkes sahir zamanlar ibadetlerini bırakıp,o belirtilen günlerde ve o gecedeki zamanlarını ibadetle geçirirlerdi.

Çünkü Kur’an da Kadir Gecesi için (Leyletül kadri hayrun min elfi şehrin) “Kadir Gecesi bin aydan hayırlı bir gecedir”diye buyuruluyor. Bu sebepten o geceyi ihya edenler,diğer gecelerini ibadetsiz ve boş geçirirlerdi.Bunun için hangi gece olduğu bildirilmemiştir.

Aynı şekilde İsmi Azam’ı da,şu ayetle şu dua diye bildirmiş olsaydı,herkes sadece onu okur,Kur’anı Kerim’i okumazdı.Yine Cuma günü saatlerden bir saat vardır,o şu saattir denilseydi,insan diğer ibadetleri bırakır,o denilen saatte ibadetlerini yapar,diğer saatlerini gafletle geçirirdi.Bu sebepten bildirilmedi.Gerek Cuma günündeki bütün saatleri,gerek Kur’anı Kerim’in tümünü okumak ve bütün ibadetlerini tam olarak yapmak için,o saatleri ve geceyi Cenabı Allah Kur’anı Kerim’inde bildirmedi.

Bunun yanında tam olarak ta gizli tutmayıp, bazı işaretler vermiş. Mesela Peygamberimizin Kadir Gecesinin Ramazan ayında olduğunu,hatta Ramazan ayının üçte ikisi geçip,son on gün içerisindeki tek gecelerde arayınız diye işaret buyurduklarını görüyoruz.

Bu sebeple Ramazan’ın yirmibirinde, yirmiüçünde, yirmibeşinde, yirmiyedisinde ve yirmidokuzunda Kadir Gecesi aranıyor.Fakat,insan bütün ömrü boyunca arasa böyle bir geceye rastlayamaz. Çünkü, herkesin bildiği gibi, bizim bildiğimiz dünya gecelerinden bir gece değildir. Bu, bir zevki ilahidir.

Peygamber Efendimizin Ramazan’ın 20 sinden sonraki tek günlerde arayınız demesinin hikmeti:Ramazanı Şerif onar onar otuz günden ibaret olup,üçe taksim edilmiştir.Burada üçe taksim edilmesi,Tevhidi Ef’al,Tevhidi Sıfat,Tevhidi Zattır.Bir kimse Fenayı Ef’al,Fenayı Sıfat,Fenayı Zatı zevk ederse o kimse Kadir Gecesine erişir.

Böyle bir zevkle bu geceye erişen bir kimse için Cenabı Allah buyuruyor. (İnna enzelnahu fi leyletil kadr) “Biz onu Kadir Gecesi inzal ettik.”Neyi inzal etti söylemiyor,sonra söyleyecek.(Vema edrake ma leyletül kadr) “Siz Kadir Gecesinin ne olduğunu bilirmisiniz?İdrak edebilirmisiniz?” (Leyletül kadr hayrun min el fi şehr) “O bin aydan hayırlı bir gecedir” diyor ve devam ediyor.(Tenezzelül melaiketü verruhü fiha biizni rabbihim min külli emrin selam hiye hatta matlaıl fecr) Bir salik Fenayı Ef’al,Fenayı Sıfat ve Fenayı Zat’ı zevk ettikten sonra,ona Kadir Gecesi tahakkuk eder,ama, gerçekten bu zevklere erişirse tahakkuk eder.

Bu durumları zevk eden salike, şimdi Kur’an nazil olacak meleklerle ruh nazil olacak.Çünkü (Melaiketü ver ruhu) Onun kuvayı meleklerine ruh iner, bütün kuvveleri canlanır.Gözü canlandığı zamanda yani gözüne ruh indiği zamanda,göz masifayı görmez,Hakk’ı görür.Kulağına ruh indiği zamanda, kulak Hakk’ın kelamından başka bir kelam işitmez.Dile ruh indiği zamanda dil,Hakk’ı konuşur,Hakk’tan başka bir şey konuşmaz.

Bak, şimdi nasıl ruh iniyor. Rabları tarafından ve Peygamberani izamlarının ruhlarından, evliyaların ruhlarından,o geceye erişen salike selam getirirler. Bu selamı ne zamana kadar getiriler? (Hiye hatta matlail fecr) “Yani gün ağarıncaya kadar,” ona hep selam gelir.Peygamberlerin Evliyaların ruhlarından selam gelir.

Bu fecr’den murat nedir?Acaba bizim bildiğimiz fecr mi,yoksa sabahleyin güneş doğmadan bir beyazlık çıkıyor,buna sabah deniliyor,bu fecr mi? Fecrin türkçe manası:Sabah demektir.Peki burada bahsi geçen sabah nasıl bir sabahtır?Bu sabah öyle bir sabahtır ki,artık gecesi olmayan bir sabahtır.Kişi kendisini Hak’ta batın ettikten sonra ve onun bütün kuvvelerine ruh indikten sonra sabaha çıkmaya hak eder.Sabahtan murat Şeriatı Garrai Muhammediye’dir ki buna ehlullah lisanında Kurbi Nevafil derler.Bu,sabahtır.Neden sabah oluyor?Bir defa kulun kuvvesi Hak oluyor.

(İza takarrabe abdi ileyye binnevafili hatta uhibbehu) “Bir kulum bana nevafille yakınlaştığı zaman da onun gözü olurum.”gözünden gören ben olurum demiyor.Gözünden gören olurum deseydi,bu feraiz’in zevki olurdu. Şimdi burada kişinin dışıda Hak oluyor,içi de Hak oluyor,her tarafı Hak oluyor.Yani gözü,kulağı,dili,eli,ayağı ve tüm azası ben olurum diyor.Bak şimdi nasıl bir sabaha çıkılıyor.Salik için, bundan daha zevkli bir hal olabilir mi?

Demek ki,bir kişi Allah’tan gafil olarak bin ay ibadet etse,yine de bu zevke ulaşan bir salikin bir Kadir Gecesi yaptığı ibadetin yerini tutması mümkün olamaz,Yani,burada anlatılan zevklere sahip olan salikin ibadeti,bin ay gafletle ibadet edenin ibadetinden daha hayırlı olur.Demek Kadir Gecesi neymiş?

Biz onu bir gece olarak aramayalım,bunu kendi enfüsümüzde arayacağız Cenabı Allah’a dua edelim bu zevklere bizi nail eylesin de Kadir Gecesine erişelim.Yoksa dışara Kadir Gecesini beklemekle,buna erişelim bu mümkün değildir.Bu gece Kur’anı Kerim’in nazil olduğunu Müfessirinil İzam beyan ediyor.Demek ki Kadir Gecesinde inenin Kur’anı Kerim olduğuna işaret veriliyor.

Kur’anı Kerim’den murat nedir?Hakiki Kur’an nedir?Mısri Niyazi Efendi Hazretleri bir yerde diyor.

 

Vechinde manayı Kur’anı okuyan

Eylemez evrat içinde lafzi Kur’an ile bahs

 

Kim ki yer yüzünde Kur’anın manasını idrak etti ise bu lafzı Kur’an ki,o kimse,kağıtlar üzerinde,evrat üzerinde,yazılmış yazılardan bahsetmez.

Pir Efendimiz burada Kur’anın üç türlü olduğunu beyan ediyor.

 

1-Lafzi Kur’an

2-Süveri Kur’an

3-Manai Kur’an

 

Lafzi Kur’an,kağıtlar üzerine yazılmış Mushaf da dediğimiz Kur’an’dır.O, Kur’an’ın lafzı yani sözleridir.Bu kitap,Musafı Şerif de dediğimiz Kur’an, sadece sözleridir diyor.

Bundan sonra süveri Kur’an gelir.Demek ki Kur’anın bir sözü olduğu gibi bir de sureti varmış,peki bu Kur’anın sureti acaba nedir?Bu mümkünatı alemde gözümüz neyi görüyorsa,bunlar,hep Kur’anın suretidir.Bunun için gene Niyazi Hazretleri:

 

Hep kitabı Haktır eşya sandığın

Ol okur kim seyri evrat eylemiş

 

Yine Cenabı Allah buyuruyor.Kendi sözü (Vetturi ve kitabin mesturin fi rakkin menşur) Gördüğünüz bu Tur Hakk’ın kitabıdır.Hen de,nasıl bir kitap,Kitabı Mestur’dur. Mestur:Satırlarla yazılmış bir kitaptır.Bu satırlar acaba nedir?Bu satırlar suretlerdir. Bakınca, bu satırlar sana neler okutacak. Her baktığın surette Hakk’ın Ef’ali,Hakk’ın Sıfatı,Hakk’ın Zatı mevcud olduğunu görebilirsen,sana o suretler satır olur.Onları okursan,onun için bu mümkünatı alem Kur’anın suretidir.

Hakiki Kur’an da Cenabı Hakk’ın Ef’ali,Sıfatı ve Zatıdır.Bunu her yerde müşahade edebiliyorsan, yani gördüğü Ef’ali İlahiye olursa,gördüğün Sıfatı İlahiye olursa,yine gördüğün Zatı İlahiye olursa,işte sana o zaman her taraf kitap olur.Hangi tarafa dönersen hiç Kitabullah’tan başka bir şey göremezsin.Hep sana Ef’ali İlahiyeyi,Sıfatı İlahiyeyi ve Zatı İlahiyeyi bütün cihetlerden gösterir.İşte böylece Kadir Gecesi ne eren bir salike hakiki Kur’an nazil olmaya başlar ve o kimse evvela Hakk’ın Zatını giyer,sonra da Allah’ın sıfatlarını bahşeder.

Biraz evvel mevzusu geçen kudsi hadiste (Ekünü sem’an lehü) “Ben o kulumun kulağı olurum. ”Bak şimdi bunlar sana nazil olan Kur’an’dır.Sana evvela Zatını giydirdi,sonra Sıfatını,sonra da Ef’alini giydirdi.İşte bu haller ancak tevhid ile olur,mürşidin himmetiyle olur. Eğer mürşit himmet etmezse,salik makamları durmadan araştırsın,faydası yoktur. Fakat, bu himmete de sahip olmak için ne yapmamız gerekir?

İbni Edhem Hazretlerini biliyorsunuz,Belh padişahı idi.Cenabı Allah’ın izarıyla padişahlığı terk etti.Horasan’a gitti,orada yirmi sene dergaha odun çekti.Bu yirmi sene müddetinde bir gün dedi ki:Her halde himmete layık oldum.Çünkü padişahlığı terk edip yirmi sene sırtında odun taşıdı ya...Bir gün Efendisine,Efendim,himmetinizi lütfeder misiniz?O zaman şeyhi,nee, himmet mi?Himmet isteyecek kadar hizmetin oldu mu defol,arkanı göreyim deyip kovuyor.Çaresiz Belh şehrinin yolunu tutuyor.Efendisi arkadan iki müridini gönderiyor.Gidin,eziyet edin,bakalım ağzından ne kelam çıkacak,ne söyleyecek?diyor.Birisi ayağınabasıyor,biri tokat atıyor, nihayet başını çeviriyor.Haydi sizin aradığınızı ben Belh’de bıraktım diyor. Bunlar da zaten ağzından bir söz çıkmasını bekliyorlardı.Bu sözü duyunca döndüler geldiler.Efendim,böyle,böyle söyledi dediler.Efendi o zaman daha Belh onun aklından çıkmamış mı?Bırakın gitsin diyor.

Burada eski düşüncelerin kalmayacağını vurguluyor.Demek yirmi sene bize hizmet etti daha Belh şehrini unutmamış.Bir de bizden himmet istiyor, bırakın gitsin diyor.

Bunun üzerine İbni Edhem gidiyor.Belh şehrini dolaşıyor,bakıyor oğlu saltanatı eline almış,memleketi güzel güzel idare ediyor.Halk İbni Edhem’i görür,ama hırkasını görürler,başka bir yerini görmezler.Oradan kendini kimseye tanıtmadan döner,tekrar dergaha gelir.Kapıdan girmek ister. Kovarlar git bu dergaha sen layık değilsin derler.Fakat İbni Edhem Hazretleri en nihayet kendisini içeri atar.öldürün beni,benim buradan ancak ölüm çıkar der.Bunun üzerine Efendisi,gel şimdi himmeti kazandın diye müjdeler.

Himmeti elde etmek için böyle olmak lazım,böyle olmayınca hizmetinde para etmez.Ölmek lazım,ölmeyince himmet yok.Efendim,himmet ediniz, diyebilmek için ölmek lazımdır.Himmet:Bir ihsan,bir bağış demektir.Ama kişinin teslimiyetine göre bu teslimiyet öyle olacak ki mal değil,evlat değil, insan bunları hibe edebilir,evladını malını verebilir.Fakat bunlardan daha kıymetli olan canı vardır.İnsan o canı vermeyince teslim olmuş sayılmaz. Can da insanın en sevdiği şeydir.

Cenabı Allah Hazreti İbrahim’e “En sevdiğini infak et”diyor.Hazreti İbrahim Aleyhisselam bunu yanlış telakki ediyor.Diyor ki:Benim sevdiğim,sevgili develerim var.Bu develeri gitti Allah rızası için boğazladı.Sonra Cenabı Allah "“a İbrahim,sözünde durmaz mısın”dedi.

Bundan sonra çok sevdiğim arap atlarım var dedi,atlarını da kurban etti. Yine Cenabı,Allah “Ya İbrahim sözünde durmaz mısın” dedi.Gene tabir edemedi,gitti bu sefer oğluna bıçak çaldı,fakat yine kabul edilmedi ve en çok sevdiğin,Ya İbrahim,senin en çok sevdiğin canındır,dedi.İşte bunu infak etmeyince bire yani birliğe,iyiliğe ulaşılmaz.Onun için Niyazi Efendi demiş.

 

Bu yolda canın veren canan alır yerine

 

Fakat,kişi canın verince,yerine canan geleceğini bilemiyor.Demek ki Kadir Gecesi’ne erişebilmek için canı vermek lazımmış.Kişi canın vermeyince. Kadir Gecesine erişemez.Öyle yağma yok ver canını Kadir Gecesine ulaş. Ama ben cansız kalacağım,sen artık orasını düşünme,ver canını.

Cenabı Allah kudsi hadis’inde (Men talebeni vecedeni ve men vecedeni aşakani ve men aşakani kateltühü ve ene diyetühü) "“im beni ararsa beni bulur,beni bulana ben aşık olur, sever, kendime aşık ettiğim kimseyi arif ederim.Arif ettiğim kimseyi katlederim, katlediğim kimseye diyet ben olurum,onunla benim aramda hiç fark kalmaz."

Cenabı Allah böyle vaatlerde bulunduğu halde,can tatlı,yinede verilmiyor. İnsan ne kadar cömert de olsa,canından cömertlik yapamaz.Onun için Allah bir Azrail tayin etmiş, insan canına kıyamadığı için Azrail gelip canını alıyor.

Ne zaman Allah’ın tecellisine mazhar olursun,o zaman dostla bayram olur. Seyyit Nizamoğlu Hazretlerinin buyurduğu gibi:

 

Dostun bir kez tecellisin

Yüz bin huri on bin gılmana vermezem

Cennete huriler, gılmanlar vadederler, ama bana binlece huri gılman verseler, dostumun bir defa görünmesine vermem diyor.

(Aynı sohbet içerisinde,yine sohbetimizle ilgili olarak,mübarek üç aylarda, Kadir Gecesi ile beraber dört kandil oluyor.Bundaki hikmet nedir?Sorusuna karşılık Efendi Hazretleri şöyle cevap veriyor)

Bu mübarek geceler sırasıyla şöyle sıralanmaktadır.

 

Recep ayının ilk Cuma gecesi Regaip Gecesidir.

Yine Recep ayının yimi yedinci gecesine raslayan gece Miraç Kandili’dir,

Şaban ayının onbeşinci gecesine Berat Kandili denir.

Ramazan içerisinde tahmini olarak Ramazan’ın yirmiyedinci gecesi Kadir Gecesi olarak kabul edilmiştir.

 

Fena saliklerine göre birinci kandili yapmak Tevhidi Ef’ale işerettir.Salik Tevhidi Ef’alde kendi fiilini ifna eder,yok ederse o cehil,cehalet olan karanlığında bir ışık yakmış olur, Ef’alin karanlığı ışıklanır.İşte buna Regaip Kandili denir.

Bundan sonra ki gece ise,Miraç Kandili’dir.Bu da hakikatte Tevhidi Sıfata işarettir. Yani Tevhidi Ef’al ile fiilini yok eden salik,Miraca başladı demektir. Bundan sonra başlar Tevhidi Ef’ali zevk etmeye.Tevhidi Ef’alin ne olduğunu nasıl anlaşılması gerektiğini araştırması, Miraç’a başladığının işaretidir. Demek oluyor ki,Miraç Tevhidi Ef’al’de başlıyor.Tevhidi Ef’alin zevk edilmeye başlaması,salikte ilim tecellisinin başlaması haliyle olur.Buna Miraç Kandili denir.

Salik Ef’al,Sıfat ve Vücud şirki dediğimiz tüm şirklerden ne zaman kurtulur o zaman Berat Kandili’ni yapar.Berat kurtuluş anlamındadır.Fiil,Sıfat ve vücut şirkinden kurtulan ve Beratını ilan eden bir salik,Kadir Gecesine erişmiş olur.Bunu biraz evvel anlatmıştık.Onun için bu mübarek geceler geldi mi minarelerde kandiller yanıyor.

Bu görünen vücutlar,birer minare mesabesindedir.Dikkat edin,fiillerinizi fani edince, sizin minare olarak vücutlarınızda,kalbinizde bir ışık parlar. Onun için bu gecelerde kandil yakarlar ki, kendi kandillerini herkesin içinde yakmaları için biz insanlara bir rümuzdur.