Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

HAYVANLAR ARASI MUHABBETLER

 

HAYVANLAR ARASI MUHABBETLER


Süleyman Davud'a mirasçı oldu ve dedi ki: Ey insanlar bize kuşların dili öğretildi...

27 Neml Suresi 16

Alıntıladığımız ayette, bir Peygamber olan Hz. Süleyman'a, Allah'ın verdiği üstün özellikler sayılırken O'na kuşların dilinin öğretildiği de söylenmektedir. Böylece Kuran, kuşların birbirleriyle iletişim kurduklarına, kuşların çıkardıkları seslerin(veya vücut dillerinin) rastgele olmadığına dikkatlerimizi çekmektedir. Buradan hareketle hayvanların da insanlar gibi iletişim kurduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu iletişim hiç şüphesiz insanlarınki kadar gelişmiş değildir, fakat hayvanlar arasında iletişimin olmadığını söylemek büyük bir yanılgıdır.

Zoologların yaptıkları araştırmalar, hayvanların çıkardıkları seslerin rastgele olduğunu, hayvanların kendi aralarında bir iletişime sahip olmadığını söyleyenlerin yanıldıklarını ortaya koymuştur. Kuşlar, karıncalar, yunuslar ve daha birçok havyan türü üzerinde yapılan araştırmalar, bu hayvanların kendi türleri arasındaki konuşmalarını, iletişimlerini ortaya koymuştur.

KUŞ SESLERİNDEKİ ANLAM

 

 

Kuran, hayvanların konuşma dili olduğuna kuşlardan örnek verdiği için biz de kuşlar üzerine yapılan araştırmaları inceleyelim. Brezilyalı ve Amerikalı bilim adamları "Sinekkuşu" (Dünya'nın en küçük kuş türlerinden biri) üzerinde araştırmalar yaptılar ve bu konudaki makalelerini İngiliz dergisi "Nature(Doğa)"da yayınladılar. Makale yazarı Maria Luisa Da Silva sinekkuşunun kelime hazinesinin sonradan oluştuğunu söylemektedir. Yani bu iddiaya göre sinekkuşu insanlar gibi sonradan öğrenerek konuşmaktadır.

Kargalar üzerinde yapılan araştırmalar, kargaların alarm için ayrı, toplantı için ayrı, endişeli haller için ayrı sesler çıkardıklarını ortaya koymuştur. Kargaların sesini sonogram grafikleri haline getiren bilim adamları kargaların konuşmasını daha detaylı bir şekilde çözme çabasındadırlar.

Hayvanların konuşmaları üzerine sonogramlar çıkararak araştırmalar yapan Bernd Heinrich bu çalışmaların zorluğunu şöyle anlatmaktadır:

"Bizim araştırmamız, başka bir gezegenden gelip de insanların konuşmalarını sonogramlar aracılığıyla çözmeye çalışan, insanın yemek, oyun, aşk, balıkçılık gibi faaliyetleriyle ilgili kelimelerini sonograma çeviren uzaylılarınki gibidir. Bizim çabamız kendimizi başka gezegenden gelen canlılar yerine koymak ve diğer akıllı varlıklarla iletişimi sağlamaktır." Kuzgunlar üzerine araştırmalar yapan Bernd Heinrich hayvanların konuşmalarını çözmenin güçlüğünü ve ilginçliğini böyle ortaya koymaktadır.

Değişik kuş türlerinin arasındaki iletişim farklı olduğu için, her kuş türünün çıkardığı sesleri ayrı olarak ele almak gerekmektedir ki, bu cidden çok zor bir uğraştır. İnsanların "evet" demek için baş ile, "buraya gel" demek için elle yaptıkları vücut dili konuşmaları vardır. Kuşların türleri arasında sesler çıkararak iletişimleri farklı olmakla beraber, genelde tüm kuş türlerinin ortak bir vücut dili de vardır. Kuşların çıkardıkları sesleri çözmenin zorluğuna karşın, kuşların birçok türünde ortak olan vücut dilini çözmemiz daha kolaydır. örneğin dilini gagasına karşı gelecek şekilde tıklatan kuş "Ben arkadaşım, zarar vermem" demektedir. Fakat gagasını tıklatan kuş, bir yeri koruduğunun, kendini tehdit altında hissettiğinin mesajını vermektedir. Bu konuda geniş araştırmalar sonucunda elde edilen tespitleri açıklayan Theresa Jordan yukarıda saydığımız örneklerle beraber uzun bir liste vermekte ve kuşların sırf vücut dilinin bile bir minik sözlük hacminde olduğunu ortaya koymaktadır.

Kuşların dili kadar, fizyolojik yapıları, binlerce kilometre mesafeyi hiç kaybolmadan bulmaları ve her türün kendine has yaratılış özellikleri de muhteşemdir. Kuşların yaratılışını inceleyenler Allah'ın mükemmel sanatını bu canlıda da keşfedeceklerdir.

Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı, kanatlarıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi toplumlardır. Bu kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar Efendilerinin huzurunda toplanacaklar.

6 Enam Suresi 38

KARINCALARIN İLETİŞİMİ

 

 

Karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: "Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin..."

27 Neml Suresi 18

Hz. Süleyman'a verilen üstün özelliklerden bahsedilirken Neml Suresi'nin 16. ayetinde kuşların dilinin ona öğretildiğini öğrendik. Aynı surenin devamında Hz. Süleyman'ın, karıncaların dilini de anladığı anlaşılmakta, 18. ayette ise karıncaların kendi arasındaki iletişimine örnek verilmektedir. Gerçekten de karıncalar üzerine yapılan araştırmalar, karıncaların çok kompleks, çok organize bir sosyal yaşantıları olduğunu ve bu organizasyonun gereği olarak birbirleriyle iletişimde bulunduklarını göstermektedir.

Karıncalar ufacık kafalarında 500.000 kadar sinir hücresine sahiptir. Ayrıca çok hassas antenleri, birçok kimyasal madde salgılayan vücut yapısı, karıncanın iletişiminde kullandığı araçlardır. Karıncalar birbirleriyle değişik yöntemlerle iletişim kurarlar. İç salgı bezlerinde salgılanan "feromen" bu iletişim araçlarından biridir. İnsanların kullandıkları kelimelerin veya vücut dilinin yerini mükemmel bir şekilde bu salgı doldurmaktadır. öyle ki karıncalar, insanların becerdiklerinden kimi zaman daha düzenli bir şekilde, bu sıvıyla iletişim kurarak toplanmakta, paylaşmakta, savunma yapmakta ve beslenmektedir.

Farklı karınca türleri, farklı salgı bezlerinden yararlanır ve her karınca çeşidinde bunların ayrı ayrı fonksiyonları vardır. örneğin "dufour bezleri" alarm ve saldırı komutlarında kullanılır. "Sternal bezler"deki salgılar koloni göçleri sırasında ve av kovalarken kullanılır. Her karınca bu salgıları insanların kelimeleri kullanması gibi belli bir amaç için kullanır.

Karıncalar salgı bezlerinin sıvılarını kullanmanın dışında ses ile de iletişim kurar. örneğin vücudu yere vurarak yapılan ses sinyali, ağaç yuvaları bulunan kolonilerde kullanılır. Marangoz karıncalar davul çalarak haberleşirler. Koloni üyeleri hiçbir kargaşa çıkarmadan çağrılara cevap verir ve gereken hedefe yönelirler.

Karıncaların iletişiminde özellikle şu başlıklar vurgulanmaktadır: Alarm verme, gıda yerini haber verme, temizlik, toplanma, sıvı besin değişimi, tanıma...Kuran, karıncaların alarm vermesine dikkat çekmiştir, bu da karıncalar üzerine yapılan araştırmalarda karıncaların iletişiminde tespit edilmiş en önemli iletişim başlıklarından biridir.

DİŞİ KARINCA

 

 

İncelediğimiz ayette dişi karıncaya dikkat çekilmektedir. Bu da aynen sivrisinek, arı ve örümcek örneklerinde olduğu gibi Kuran'ın bir mucizesidir. Karıncaların kolonisi arılarınkiyle benzerlik göstermektedir. Erkek karıncaların tek görevi olgunlaştıklarında genç bir kraliçe ile çiftleşmektir. Erkek karıncalar bu çiftleşmeden kısa bir süre sonra ölür. Koloninin bütün işlerini yapan işçi karıncalar kısır dişilerdir. Koloni, arı kovanında olduğu gibi anne ve kızlarının hakim olduğu bir dünyadır.

Hz. Süleyman'ın ordusunun gelişini, nöbetçi veya gıda toplayan karıncaların haber verdiğini düşünürsek, bu dişi olan işçi karınca olacaktır. Eğer koloninin en imtiyazlı, kolonideki kastın en seçkin üyesinin bu haberi verdiğini düşünürsek, bu da kraliçe karınca olacaktır ki o da dişidir.

İnsan başına 10 milyondan fazla karıncanın var olduğu sanılmaktadır. Bu, Allah için yaratmanın ne kadar kolay olduğunun, sayının, büyüklüğün hiçbir sorun oluşturmadığının delilidir. Karıncaların türlerinin her birinde müthiş bir organizasyon vardır. Yaprakları terzi gibi kesipbiçen karıncalardan, çöl karıncalarına, ziraatçilik yapan hasatçı karıncalara kadar her tür ayrı ve mükemmel özelliklere sahiptir. Karıncaların ve diğer canlı cansız varlıkların tümünün ortak yanı Allah'ın sanatının ihtişamına tanıklık etmeleridir.

İşte Allah'ın yaratması. Hadi O'ndan başkasının neler yarattığını bana göste rin. Hayır, zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.

31 Lokman Suresi 11

YUNUSLARDA VE DİĞER HAYVANLARDA İLETİŞİM

 

 

Kuran'da özellikle kuşların ve karıncaların iletişimine dikkat çekilmiştir. Kuran'ın bu işaretleri bizi tüm hayvanlardaki iletişimi incelemeye sevketmektedir. örneğin filler üzerinde yapılan araştırmalar fillerin çok uzak mesafedeki fillerle iletişim kurduklarına dair birçok veriyi ortaya koymaktadır.

İletişim konusundaki araştırmacıların en çok ilgisini çeken canlıların başında yunuslar gelmektedir. Yunuslar ıslık, ciyaklama, klikleme gibi sesler çıkartarak birbirleriyle konuşurlar. Yunuslar kullandıkları sonar sistemiyle belli frekanslarda tıklamalar yollar. Yunusların kullandıkları sonar sistemi, karanlık sularda objeleri tanımlamalarını, mesafeleri bilmelerini sağlar. Yunuslar 0.25 kHz'den 200 kHz'ye kadar ses frekanslarını kullanır. Bu aralığın yüksek frekans kısımlarını yer tayininde, düşük frekansları ise iletişimde, oryantasyonda kullanır. Deniz altına yerleştirilen mikrofonlarla, insanlar tarafından yunusların önüne konan suni engellerle, yunusların kendi aralarındaki iletişimini tespit etmek için deneyler tasarlanmıştır. Bu deneylerin sonucunda yunusların kendi aralarında konuşup, iletişim kurduğu belirlenmiştir, fakat yunusların çıkardığı seslerin tam olarak neye karşılık geldiğinin tespiti mümkün olamamıştır. (Dr. Dreher'in, Dr. Evans'ın ve Dr. John C.Lilly'in deneyleri bunlara örnektir.)

 

Yeryüzündeki hangi yaratılış örneği incelenirse incelensin, mutlaka Allah'ın mükemmel yaratışı ortaya çıkmaktadır. Bakmayı bilen gözler, anlamayı bilen kalpler bunlara tanık olabilmektedirler.

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki böylece kendisiyle akledebilecekleri kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin. Şu bir gerçek ki, gözler kör olmaz, ama göğüslerin içindeki kalpler körleşir.

22 Hac Suresi 46

 

 

KAYNAK: https://www.mucizeler.com/bolumler/47_hayvanlararasimuhabbet.htm


 

 

 

 

Sitede ara

İletişim

Melamilerizbiz