Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

YİRMİ DÖRDÜNCÜ SOFRA

 

YİRMİ DÖRDÜNCÜ SOFRA

 

Varidat sahibi şöyle diyor: "Her Peygamber veya velinin,zamanında buğz ve düşmanlıkla karşılaşması ve kendisine ancak pek az kimsenin inanması,fakat öldükten sonra bunların isimlerinin meşhur olup ilelebet yaşaması ve insanların çoğunun inanıp onları sevmelerindeki sebep nedir?"

"Ben derim ki: Evvela velinin karşısında kıskananları çoktur.Etrafta halkı kendisinden kaçıracak,onların hatırlarını bulandıracak,inançlarınısarsacak sözler söyleyip gezerler.Ama veliler ölünce haset de ölür,sırf menkıbeleri kalır,bundan dolayı insanların çoğu onlara inanır ve onları sever.

"İkinci olarak: İnsanların arasında kalmak,görüşmek,bir arada oturmak laübalilik meydana getirir,muhabbeti,hususiyle itikadı azaltır.

"Üçüncü olarak: Ki en kuvvetlisi de budur,insanlar peygamberliği ve veliliği olduğundan başka türlü zannederler.Nitekim şöyle diyorlardı: "O da bizim gibi yiyor,içiyor,sokaklarda geziyor,o da bizim gibi bir insandır." Kitab-ı Kerim'in ifade ettiği gibi peygamberler onların istedikleri her mucizeyi ve harikayı yapamazlar.İnsanlar zannediyorlardı ki peygamberler yememeli,içmemeli,sokaklarda gezmemeli ve kendileri gibi bir beşer olmamalı ve her istedikleri mucizeyi getirebilmelidir.Onun kendi zanları gibi olmadığını görünce "Peygamberler şöyle şöyle olur.Halbuki bu öyle değildir." derler.Onu inkar ederler.Bilmezler ki geçmiş peygamberler de böyle idi.Bunu inkar edenler o geçmiş peygamberlerin zamanında olsalardı bu fasit zanlarıyla,onların zamanlarındaki insanlar gibi onları da inkar ederlerdi.Sonra gelenler,her kamilin zamanı geçip gidince nakıslar,onların,kendi tasarladıkları fakat aslında muhal olan kemalleri haiz bulunduklarını zannederler ve onlara bu sıfatlarla inanırlar ve bu sebepten şimdikileri de inkar ederler.Peygamber veya velinin vasıflanmasını gerekli buldukları,zihinlerinde yer eden kemallerin çoğu ne şimdi ne de gelecekte hakikate uygun değildir.İşte mevcut olan peygamber veya velileri inkar etmelerine,eskilere inanmalarına sebep budur,Allah daha iyi bilir." Varidat sahibinin sözü burada bitti.

Fakir der ki: İnkarın dördüncü bir sebebi daha var,o da şudur: Arkadaşlığı gerektiren şey aynı cinsten olmak ve tabii münasebettir.Nitekim denilmiştir ki: Allah'ın yeryüzünde ehli ehle sevkeden melekleri vardır.Tab'ında peygamberlerin ve velilerin tabiatında bulunan kemallerden bir parça mevcut olan kimse,onları görüp işittiği zaman hemen onlara meyleder.Onların bilfiil mevcut kemalleri,kendisindeki bilkuvve kemali çeker.Bunun kemalinin onlara kapılması (incizabı) aşık ve maşuk misali gibidir.Mayasına bu kemalden katılmamış kimse,onların gördüğü zaman yarasa güneşten nasıl kaçarsa o şekilde onlardan kaçar.Nitekim Allah Teala şöyle buyurmuştur: "Habis kadınlar,habis erkekler içindir;habis erkekler de habis kadınlar içindir.İyi kadınlar iyi erkekler içindir,iyi erkekler de iyi kadınlar içindir." (Nur 26).

Fakat insan ölünce aradaki nefret de ölür,asl olan muvafakat kalır.Çünkü varlık bütün mertebeleriyle birdir.Münaferet,yüzyüze gelmekten doğar.Mukabele (karşılaşma) ölümle yok olunca muvafakat hasıl olur.Artık anla.

Kuyuda geçen bir temsil var: Kuyuya atılmış olan Yusuf Aleyhisselam ancak kuyuya kova salanın ipine yapışarak çıktı.İmdi peygamberler ve veliler,Allah'tan gelip Allah'a giden kervanlar ve kafilelerdir.Kendisinde Rabbani bilgiler ve bilkuvve ilahi insanlık kemalleri bulunan Yusuf da tabiat zindanında hapsedilmiştir.Dünya ahiret konaklarından bir konaktır.Kova,insanlara inen Allah kitabıdır.Kervancıların (yani peygamberlerin) kovayı sarkıtmaları,insanları Allah'ın kitabına davet etmeleridir.Ona yapışmak,o kitabı getiren kimseye inanıp onu kabul etmektir.Ama kuyuda olan;kurbağa,çiyan,akrep,yılan ve daha kuyuda yaşayan diğer haşerelerden biri ise o,sarkıtılan ipe asılmaz,ona yapışıp kuyudan çıkmak istemezse (kim ne yapsın?).Çünkü insanlardan bazılarının ruhları güzel,yüksek meşreplidir.Alçak kimselerle ünsiyyet etmez.Yüksek vatanına gitmesine aracılık yapacak sadık bir arkadaş arar.Bazılarının ruhları da habistir,alçak meşreplidir.Ancak kendi meşrebinde olanlarla ünsiyyet eder.Tabiat aleminde vatan tutar.Alem-i A'la (yüksek alem) ya çıkan sefer ehlini ve seyyahları sevmez.Hiç davet kabul etmez.Yüce Allah Teala şöyle buyurmuştur: "Biz insanı en güzel bir surette yarattık,sonra onu aşağıların aşağısına attık.Ancak iman edip salih ameller işliyenler müstesna." (Tin 1-6)

 

MAWÂİDU'L-İRFAN

İRFAN SOFRALARI

Niyazî-i Mısrî

Notlarla çeviren: Prof.Dr.Süleyman ATEŞ.