Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

- IV - İKİNCİ DEVRE MELÂMİLERİN HİZMETİ‏

 

 

- IV -

İKİNCİ DEVRE MELÂMİLERİN HİZMETİ

   İkinci devre melâmilerinden verdiğimiz örnekler onların fikir ve ruh yapılarını yansıtır. Devirlerinde Osmanlı sarayını yakından ilgilendiren hareketleri vardır. Bilhassa monarşiye karşı halkı kışkırttıkları bir vakıadır amma bu bir fitne değil, İslâm inanışının gereğini açık kalble anlatmadır. Zira İslâm'da kimse kimsenin kölesi değildir. Allah'tan başka efendi yoktur ve kul yalnız Allah'ın tebası olur. Melâmiler bu gerçekleri anlattıkları için saray gözünde korkulu kişiler olmuştur. Şeyh Bedrettin'in isyan hareketi ve ortaya attığı fikirlerde saray için çok tehlikeli idi ve bu fikirleri ulemai rusum melâmilere yüklemenin rahatlığı ve kolaylığı içindeydi.

   Beşir Ağa'nın ölümü ile melâmet yine sırlanır. Ne var ki ondokuzuncu asrın ilk yarısında İslâm dini tam bir taassub içindedir; din adamlarının ilme karşı takındıkları menfi tavır gençleri tedirgin etmekte, dini taassub aydın kişileri derinden derine düşündürürken onları tam bir karamsarlığa sürüklemektedir.

   İşte bu huzursuz fakat önemli olaylara gebe yıllarda ÜSKÜP dolaylarında bir yüce kişi, bir büyük veli doğuyor ve İslâm'ın ilim ve ahlak güzelliğini tekrar gözler önüne sererek MELÂMET'İ yeniden gün ışığına çıkarıyordu. Taassub'a karşı hoşgörüyü, esaret ve köleliğe karşı hürriyeti, cehalete karşı ilmi savunan ve İslâm inancının ilimle hemhal olduğunu söyleyen bir yüce varlık SEYYİD MUHAMMED NÛR'ÜL ARABİ'dir. Tariki Muhammedi diye isimlendirilen ve her tarikin zirvesi kabul edilen MELÂMET'İ bu kerre sistemleştirmek ve onu asrın şartlarına göre değerlendirmekle işe başlayan Seyyid hazretleri cehalet ve taassub karanlığını da yırtmış, gözleri kapatan bu perdeleri koparıp atmıştır.

   Ancak hemen ilave edelim ki SEYYİD MUHAMMED NÛR'un etkinliğinde ikinci devre melâmilerin çilesi ve yaşamlarının büyük hissesi olduğunu kabul mecburiyeti vardır. Çünkü:

   1 - Yasak, insanı tahrik eder. Osmanlı ricalinin melâmilerle uğraşması, Melâmiliğe güç katmış ve melâmilere cesaret vermiştir. Onlar tıpkı KERBELA'da zulme Uğrayan EHLİ BEYT gibi gönüllerde yaşamıştır. Gizli kaldıkça taraftarları artmış ve Seyyid'in ondokuzuncu asırdaki ortamını hazırlamıştır.

   2 - Beşir Ağa'nın idamı olayı tevhid dünyasında fırtınalar koparacak niteliktedir. Bu olayla melâmiler halk indinde MASUM sıfat ve mazharına düşmüşlerdir. Bu ise onları manen yüceltmiş ve ileriki asırların müsait tevhid ortamını oluşturmuştur.

   3 - İkinci devre melâmiler yeni bir sistemin ilk aşamasıdır. Bu bakımdan Seyyid hazretleri evveliyatı olan bir temel üzerinde tevhid akidesini sistemleştirmiştir.

   4 - İkinci devre melâmileri kayıt ve ayrıcalığa karşı koymakla tevhid akidesine de yön vermişler ve birlik inancına katkıları ile tasavvufun ifade ve dillerde terennümüne, aydın insanlara telkinini vesile ve sebep olmuşlardır.

   Bu özellikleriyle ikinci devre melâmileri, üçüncü devre melâmiliğin doğuş ve gelişmesine önemli derecede katkıda ve hizmette bulunmuş olmaktadırlar.

 

İSLÂMDA MELÂMİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ

 

Yusuf  Ziya  İNAN / 1976