Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

TÜRK TARİHİNDE ÖNEMLİ TARİKATLER VE KURUCULARI 4

TÜRK TARİHİNDE ÖNEMLİ TARİKATLER VE KURUCULARI
..:: 4 ::..

   Nihayet bir gün Suhar'da yaptırmakta olduğu mescid ve imaretin inşaatında çalışan beşyüze yakın dervişi arasında Bahaüddin Nakşibend'e, bundan böyle hareketlerinde serbest olduğunu, ister Türk, ister Tacik olsun faydalı olabilecek her şeyhten feyz alabileceğini söyledi.38
   Bahaüddin, yedi sene Mevlana Ârif ile, on iki sene de Halil Atâ ile sohbet etmiştir. İki kere hacca gitmiş ikinci gidişinde Hoca Muhammed Parsa'ya refakat etmiştir. Dönüşünde Nişabur ve Herat'a uğrayıp, oradaki bazı büyük şeyhlerle de görüşmüştür.
   Bir müddet Merv'de ikamet etmiş, daha sonra tekrar Buhara'ya avdet edip, ölünceye kadar orada kalmıştır. Emîr Külal'in vasiyeti üzerine ölümünden sonra ona halef olmuştur.
791 (1389) tarihinde vefat etmiş, doğduğu yer olan Kasr-ı Arifan'a defnolunmuştur.
   Bahaüdin Nakşibend ölümünden birgün önce, müridlerine, halifelerinden Muhammed Parsa'ya tabi olmalarını vasiyet etmiştir.
   Bahaüddin'in "Hayatnâme" isimli bir manzûmesi ve "Delîlü'l-Âşıkîn" unvanlı tasavvufa dair bir kitabı vardır.
   Nakşibendiyye tarikatinin şubeleri:
   Ahrâriyye, Naciyye, Kâsaniyye, Muradiyye, Mazhariyye, Melamiyye-i Nûriyye, Câmiyye, Müceddidiyye, Hâlidiyye.39

   14-HALVETİYYE TARİKATİ
   1. Cüneyd Bağdadî, 2. Mimşâd Dîneverî, 3. Ebû Abdillah Muhammed Dîneverî, 4. Vecîhüddin el-Kâdî, 5. Ebû'n-Necib Zıyaüddin Abdü'l-Kahir es-Sühreverdî, 6. Ebû Reşid Kutbuddin el-Ebherî, 7. Rüknüddin Muhammed el-Buharî, 8. Şihabüddin Muhammed et-Tebrizî, 9. Cemalüddin Şirazî, 10. İbrahim Zahid Gîlanî, 11. Sadüddin Ferganî, 12. Kerîmüddin Âhi Muhammed bin Nûri, 13. Ebû Abdillah Siracüddin Ömer bin Ekmelüddin el-Gîlanî el-Halvetî.

   EBÛ ABDİLLAH SİRÂCÜDDİN ÖMER BİN EKMELÜDDİN EL-GÎLÂNÎ EL-HALVETÎ
   Şeyh Ebû Abdillah Sirâcüddin, Lahcan'da doğmuş ve orada büyüyerek Harezm'de bulunan amcası Ahi Muhammed bin Nûri'l-Halvetî'nin yanına gitmiştir. Ömrünü ekseri halvette geçirdiği için Halvetî lakabını almıştır. Amcasının 717 (1317)'de vefatı üzerine Halvetiyye tarikatinin pîri olmuştur.40
   Bundan sonra Ebû Abdillah, Tebriz civarında Hûy'a, bir aralık Mısır'a, oradan da Hicaz'a giderek hac farizasını ifa etmiştir. Daha sonraları Sultan Üveys'in daveti üzerine Herat'a gelmiş orada 750 (1349) diğer bir rivayete göre 800 (1397-98) tarihinde vefat etmiştir.41
Halvetiyye tarikatinin şubeleri:
   Rûşeniyye, Gülşeniyye, Merdaşiyye, Sünbüliyye, Şa'bâniyye, Şemsiyye, Ahmediyye, Cemaliyye, Bahşiyye, Uşşâkıyye, Asâliyye.42

   15-BAYRAMİYYE TARİKATİ
   1. Cüneyd Bağdadî, 2. Mimşad, ed-Dîneverî 3. Ahmed ed-Dîneverî, 4. Muhammed Bekrî, 5. Kâdî Vecihüddin, 6. Ebû İshak el-Kazrûtî, 7. Ömer el-Bekrî, 8. Abdü'l-Kahir es-Sühreverdî, 9. Kutbuddin el-Ebherî, 10. Rüknüddin en-Nuhâs, 11. Şihabüddin et-Tebrizî, 12. İbrahim Zahid el-Gîlanî, 13. Mustafa Safiyyüddin, 14. Sadrüddin el-Erdeblî, 15. Ali el-Erdeblî, 16. İbrahim el-Erdeblî, 17. Hamidüddin Aksarâyî, 18. Hacı Bayram Velî Ankaravî.

   HACI BAYRAM VELÎ
   Ehl-i tarikat lisanında "pîr" ismiyle anılan bir zat olur, Bayramiyye tarikatinin kurucusudur.
İsmi Nûman olduğu halde, mürşidi olan Hamid Aksarayî ile mülakatları bir kurban bayramına tesadüf ettiği için, kendisine Bayram ismi verilmiştir.
   Hacı Bayram Velî, Ankara'ya yakın Çubuk Suyu kenarında bir köyde 753 (1352) senesinde dünyaya geldi. Tahsilini tamamladıktan sonra Bursa ve Ankara'da müderrislik yaptı. Bilahare Kayseri'de Şeyh Hamid Aksarayî'ye intisab etti. Onunla birlikte Şam'a, oradan da hac mevsiminde Mekke'ye gitti.
   Daha sonraları Ankara'ya dönüp, va'z ü nasihatle halkı irşada çalışmıştır.
   Ektiği burçakla maişetini te'min edip, zenginlerden topladığı paraları erbab-ı ihtiyaca verirdi.
   Bayramiyye tarikati, sonraları altı şûbeye ayrılmıştır. En meşhurları; Akşemseddin vasıtasıyla münteşir Şemsiyye-i Bayramiyye ve 880 (1475)'de Göynük'te vefat eden Bursalı Dede Ömer vasıtasıyla neşrolunan Melamiyye-i Bayramiyye ve Hızır Dede halifesi Bursalı Hazret-i Üftâde ile Aziz Mahmud Hüdayî marifetiyle te'sis olunan Celvetiyye'dir.
Hacı Bayram Velî 833 (1430) tarihinde Ankara'da vefat etmiş ve oraya defnedilmiştir.43
Bugün elimizde üç nutku mevcuttur. Bu nutuklardan biri:
      Çalabım bir şar yatarmış iki cihan aresinde,
      Bakılacak didar görünür ol şarın kenaresinde.
   Beytiyle başlar. Şeyh İsmail Hakkı, Hoca Mehmed Nûrü'l Arabî, Bursalı Mehmed Sahfî ve Abdü'l Hayy Celvetî tarafından şerh olunmuştur.

   16-EŞREFİYYE TARİKATI

   EŞREF RÛMÎ
   İsmi Abdullah'dır. Kadiri tarikatinin "Eşrefiyye" şûbesinin kurucusudur. 754 (1353) yılında doğmuştur. Eşrefoğlu Rumî diye bilinir.
   Eşref Rumî, ilk olarak kayınpederi Hacı Bayram Velî'ye intisap etmiş ve onun yanında on bir sene kalarak türlü riyazet ve nefis mücadelesi geçirmiştir.
   Bundan sonra Hacı Bayram tarafından icazet verilmiş ve İznik şehrine halife nasbedilmiştir.
Sonraları Hama'da bulunan Abdülkadir Gîlanî evladından Hüseyin el-Hamevî'ye intisap etmiş, Şeyh Hüseyin kısa zamanda ona hilafet vererek Kadiriyye tarikatinin Anadolu'da neşrine me'mur etmiştir.
   Dergahını İznik'de te'sis eden Eşrefoğlu, tarikatini bilhassa o civar ile Bursa ve havalisinde yaymıştır. Hatta İstanbul'da da bir zaviye kurmuş, o devrin sadrazamlarından Mahmud Paşa da bu tarikate intisap etmiştir.
   Eşref Rûmî, 874 (1469) yılında İznik'de vefat etmiş ve oraya defnedilmiştir.44

   17-MÜCEDDİDİYYE TARİKATI
   1. Hoca Bahaüddin Nakşibend, 2. Mevlana Yakub Çerhî, 3. Hoca Ubeydullah Taşkend, 4. Kadı Muhammed Zâhid, 5. Muhammed Parsa, 6. Muhammed Derviş, 7. Muhammed Hâcegi-i Semerkandî, 8. Şeyh Muhammed Bâki Billah, 9. İmam Rabbani.

   İMAM RABBÂNİ AHMED EL-FARUKÎ ES-SİRHİNDÎ
   971 (1563) tarihinde Sirhind'de dünyaya gelmiştir. Soyu Farukî'dir. Nakşibendi tarikatinin saliklerindendir ve Müceddidiyye tarikatinin müessisidir. İlk tahsilini babası Abdü'l-Ahad'dan gördükten sonra, yer yer dolaşarak, zamanının büyük bilginlerinden fıkıh, kelam, hadîs, tefsîr, aklî ve naklî ilimleri öğrenmiştir. On yedi yaşında tekrar memleketine dönerek, tedris hayatına başlamıştır.
   Yirmi sekiz yaşlannda Hoca Bâki Billah'dan Nakşibendiyye'nin usul ve adabını öğrenerek ona intisap etmiştir.
   Vefatları 1034 (1624) tarihindedir.
   İmam Rabbanî'nin yazmış olduğu "Mektûbat" isimli eseri çok meşhurdur.

   18-CELVETİYYE TARİKATİ
   1. Hacı Bayram Velî, 2. Hızır Dede Bursevî, 3. Mehmed Muhyiddin Üftâde, 4. Aziz Mahmud Hüdaî, 5. Şeyh Ahmed Efendi, 6. Şeyh Abdullah Efendi, 7. Osman Efendi Atpazarî, 8.îsmail Hakkı Bursevî.

   AZİZ MAHMUD HÜDAÎ
   948 (1541) tarihinde Koçhisar'da dünyaya geldi.
978 senesinde, tahsilini tamamlayarak, bir müddet Edirne, Şam ve Mısır kadılıklarında bulundu.
   Daha sonraları Bursada mahkeme-i suğra naibliği ve Ferhadiye Medresesi müderrisliği yaptı.
Bu sırada Bayramiyye Tarikati şeyhlerinden Muhammed Üftâde'ye intisap etti (984).
   Üç sene şeyhine hizmet ettikten sonra İstanbul'a gelerek, Çamlıca'daki çilehanede bir müddet uzleti müteakip, Üsküdar'daki Rum Mehmed Paşa Camii'nin sol tarafındaki bir odaya yerleşti.
   1002 (1593) tarihlerinde Fatih Camii'nde vaaz vermeye başladı. Daha sonraları Üsküdar'daki mescide minber koyarak, camie çevirip, cum'a hutbelerini orada okudu ve perşembe günleri de Üsküdar Mihrimah Sultan Camii'nde halkı irşad ile meşgul oldu.
   1020 (1611) senesinde inşası tamamlanan Sultan Ahmed Camii'nde, her ayın ilk pazartesi günleri va'z etti. Bu arada Rum Mehmed Paşa Cami'inde tarikatini neşre devam etti.
Aziz Mahmud Hüdaî 1038 (1628) tarihinde Üsküdar'da vefat etti. Orada kendi inşa ettirdiği zaviyeye defnedildi.
   Eserleri:
   1. Nefâisü'l-Mecâlis: Bazı ayetlerin tefsirini beyan eden büyük bir cildtir.
   2. Tecelliyât: Çeşitli tarihlerde kaleme aldığı ve ekseri kısmı arapça olan bir risaledir.
   3. Necatü'l-Garîk: Cem' ve farkı açıklayan türkçe manzum bir risaledir.
   4. Tarikatname: Dervişlerin adab ve erkanını beyan eden türkçe bir risaledir.
   5. Divan-ı İlahiyat.
   6. Tezakir-i Hüdaî: Yarısı Türkçe, yarısı Arapça olan mektûbatıdır.
   7. Câmiu'l-Fadâil ve Kaamiu'r-Rezâil: Arapça bir eserdir.
   8. Fethu'l-Bâb ve Refu'l-Hicab: Üç bâb üzerine tertiblenmiştir. Birincisi: Halk-ı İnsan; ikincisi: Tevbe; üçüncüsü: Camiiyetü'l-İhsan ve İhticabihi bi's-Sırrı'l-îlahîdir.
   9. Miftahu's-Salat ve Mirkatü'n-Necat.
   10. Habbetü'l-Mahabbe.
   11. Hayatü'l-Ervah ve Necatü'l-Eşbah.
   12. Hülasatü'l-Ahbar fi Ahvali'n-Nebiyyi'l-Muhtar.
   13. Mecmûa-i Hutab.
   14. Tarikat-i Muhammediyye.
   15. Vâkıât.
   16. Şerhu ala Kasîdeti'l-Vitriyye fi Medhi Hayri'l-Beriyye: Ebûbekr b. Abdi'l-Kerim Halebî'nin Kaside-i Şerife adı eserinin türkçe şerhidir.
   17. Haşiye alâ Kuhistânî Şerhu Fıkh-ı Keydânî.
   18. Şemâilu'n-Nebeviyyeti'l-Ahmediyye.
   19. El-Fethu'l-İlahî.
   20. Ahbâru'n-Nebî.
   21. Halü'l-Ervah ve Ahvalü'l-Mevta.45

   İSMAİL HAKKI BURSEVÎ
   İsmail Hakkı, otuz seneden fazla Bursa'da bulunduğu ve sonunda da orada vefat ettiği için Bursevî diye şöhret bulmuştur.
   1063 (1652) senesinde Aydos'da doğdu. On bir yaşlarına geldiği zaman ebeveyni tarafından tahsil için Edirne'ye gönderildi ve yedi sene orada kaldı.
   Yirmi yaşlarına geldiği zaman İstanbul'da geldi ve meşhur hocalardan ders okudu.
   Bir müddet sonra Osman Fazlı'nın derslerine devam ederek ondan Celvetiyye tarikatinin adab ve talimatını öğrendi.
   Bu arada usûl-i fıkıhtan "Tenkîh"i okudu. Farsça öğrenerek Sâdi'nin Gülistan'ını, Hâfız'ın Divan'ını, Câmi'nin Baharistan'ını, Kemalpaşazade'nin Nigeristan'ını, Mevlana'nın Mesnevî'si ile    Fihi ma-Fih'ini, Hüseyin Kaşifî'nin Tefsîr'ini mütalaa etti.
   İsmail Hakkı ayrıca hat san'atına ve müsikîye de çalıştı.
   Tahsilini 23 yaşında tamamladıktan sonra Osman Fazlı onu kendi mümessili olarak Üsküp'e gönderdi. (1086/1675). Bir sene sonra Şeyh Mustafa Uşşakî'nin kızı Ayşe Hatun ile evlendi.
Bu sıralarda Osman Fazlı kendisine bir mektup yazarak tedrisata başlamasını emretti.
İsmail Hakkı'nin feyizli neşir hayatı bu ruhsattan sonra başladı. Bir taraftan öğrencilerine ders vermeye diğer taraftan kitap yazmaya devam etti.
   Bir müddet sonra, Üsküp müftüsü ile aralarındaki anlaşmazlık sebebiyle Osman Fazlı'nın tavsiyesine uyarak Köprülü'ye geldi. On dört ay kadar Köprülü'de kalan İsmail Hakkı, Usturanca halkının ısrarlı istekleri üzerine 1093 tarihinde ora ya tayin edildi, İki buçuk sene sonra Osman Fazlı'nın arzusu üzerine Edirne'ye döndü. Edirne'de üç ay kaldıktan sonra 1096 (1684) tarihinde Bursa'ya yerleşti.
   İsmail Hakkı 1102 tarihinde Magosa'da bulunan şeyhi Osman Fazlı'yı ziyaret etti. Orada onyedi gün kadar kaldıktan sonra tekrar Bursa'ya döndü.
   İsmail Hakkı, II. Mustafa zamanında Nemse seferine iştirak eden erlere cihadın kudsiyyetini, sabır, sebat ve kararın ecrini anlatmak, onların hislerine terceman olarak savaşa karşı iştiyaklarının artmasını te'min için Edirne'ye geldi.
   Ordu 1107 (1695) tarihinde hareket edip, Tuna'yı geçip Erdel dolaylarında düşmanla savaştıktan sonra, kış mevsiminin başlaması sebebiyle tekrar Edirne'ye döndü ve 1108 tarihinde tekrar Sofya üzerinden Belgrat kal'asına geldi. İsmail Hakkı, Elmas Mehmed Paşa'nın hazır bulunduğu bütün savaşlara iştirak etti. Hatta çeşitli yerlerinden yara aldığı için Edirne'ye döndü, bir müddet sonra da tekrar Bursa'ya gitti.
   1111 (1699) senesinde Şam'a, oradan da hac kafilesiyle Mekke'ye hareket eti. 1122 senesinde deniz yoluyla ikinci defa hacca gitti.
   1129 senesinde gördüğü bir rüya üzerine tekrar Şam'a gitti ve 1132 tarihine kadar orada kaldı.
   Daha sonraları İstanbul'a gelerek Üsküdar'a yerleşti. Üç sene sonra Tekirdağ'a, oradan da    Bursa'ya geldi. 1137 (1728)'de Bursa'da vefat etti.
   Eserleri:
   Tesbit edebildiğimiz eserlerinin miktarı yüz altmış yedidir, bunlardan en meşhurları:
   1. Ruhu'l-Beyan: Altı cildiik Kur'an tefsiridir.
   2. Nakdü'r-Rical.
   3. Şerhü'l-Usûl lite'siri'l-Vusûl.
   4. Nefayisü'l-Mesail.
   5. Muhammediyye Şerhi: 1252 senesinde Bulak'da basılmıştır.
   6. Mesnevi Şerhi: 1287'de Matbaa-yı Amire'de basılmıştır.
   7. Şeceretü'l-Yakîn.
   8. Silsiletü'z-Zebeb.
   9. Kenz-i Mahfî.
   10. Şerh-i Usülü'l-Aşere: 1256'de İstanbul'da basılmıştır.
   11. Muzîlu'l-Ahzan: Tegannî mes'elesi.
   12. Risale-i Vahdet-i Vücûd.46


   -Marmara Üniversitesi eski öğretim üyesi Mahir İZ hocanın yazmış olduğu bu yazı https://www.cagriweb.com internet adresinden alınmış ve düzenlenmiştir.


   _____________________
    38- Reşehat Terc., s. 80.
    39- Mir'atü't-Turuk, s. 26.
    40_ Seyyid Celalüddin Yahyâ b. Bahaüddin el-Bakûbî, Halvetiyye tarikatinin ikinci pîridir. Osmanlı Müellifleri'nde kayıtlı eserleri: Esâru't-Talibîn, Şifau'l-Esrar, Esrar-ı Ulûhî, Keşfü'l-Kulub, Meratib-i Esrar-ı Kalb, Esrani'l-Vudû', Rumuzu'l-İşarat, Menazilü'l-Arifîn, Şerhu Esma-i Semaniyye, Şerhu Sualat-ı Gülşen-i Râz, Etvaru'l-Kalb, İlm-i Ledün.
    41_ Tomar-ı Turuk-ı Aliyye'de Halvetiyye, s. 20.
    42_ Mir'atü't-Turuk, s. 27.
    43_ Nefehat Terc., s. 684; Kamusu'l-A'lam, c. 2. s. 1428; Osmanlı Müellifleri, c. I, s. 56.
    44- Osmanlı Müellifleri, c. I, s. 17; İslam Ansiklopedisi, Eşrefiye maddesi, c. IV, s. 396.
    45_ Külliyat-ı Hazret-i Hüdaî, Osmanlı Müellifleri, c. I, s. 185; Kamusu'l-A'lam, c. IV, s. 3151.
    46_ Kamusu'l-A'lam, c.II, s.950; Osmanlı Müellifleri, c.I, s.28-32; İslam Ans. c.V., s.1114