Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

HER BİRİ BİR YÖRÜNGEDE

 

 

HER BİRİ BİR YÖRÜNGEDE


 

Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur. Her biri bir yörüngede yüzüp giderler.

21 Enbiya Suresi 33

Ayette "her biri" diye çevirdiğimiz kelimenin Arapça'sı "küllü"dür. Bu kelime "hepsi, her biri" anlamlarına gelmektedir. Arapça'da adedi iki olan nesneler için "tesniye" denilen ayrı kelimeler kullanılır. Ayette, Güneş ve Ay olmak üzere iki gök cisminin yörüngedeki hareketlerinden bahselir. Oysa ayette "tesniye" kullanılmaması en az üç tane gök cismine işaret edildiğini akla getirmektedir. Gece ve gündüzün oluştuğu yerin Dünya olduğu düşünülürse ayetin işaret ettiği diğer gök cisminin Dünya olduğu anlaşılır.

Ayette yörünge diye çevirdiğimiz kelimenin Arapça'sı ise "felek"tir. Bu kelimeyle "yıldızların, gezegenlerin hareket ettiği yörünge" belirtilmektedir.

HER KELİMENİN KULLANILIŞINDAKİ MUCİZE

Görüldüğü gibi ayetlerde her kelimenin, her takının kullanılmasında büyük incelikler vardır. Aynı ayette "yüzüp gitmek" diye çevirdiğimiz kelimenin Arapçası "sebehe"dir. Bu kelimenin anlamı ve Güneş'in, Ay'ın, Dünya'nın hareketlerinin bu kelimeyle anlatılmasının uyumu şöyle açıklanmaktadır: "Kendi öz hareketiyle yer değiştirmeye işaret eden Arapça kelime "sebehe" fiilidir. Fiilin bütün anlamları bir yer değiştirmeyi içermekte ve bu yer değiştirme, yer değiştiren cismin kendi öz hareketiyle birlikte gerçekleşmektedir. Cismin yer değiştirmesi su içinde olursa buna "yüzmek" denir, yer değiştirme yerde meydana geldiğinde bu kendi bacaklarının hareketiyle olan yer değiştirmedir. Bu yer değiştirme Uzay'da olursa o takdirde bu kelimenin içerdiği anlamı yansıtabilmek ancak kelimeyi, kelimenin kökündeki esas anlamda kullanmakla mümkün olur. öyleyse ayetlerdeki "sebehe" kelimesini "kendi öz hareketiyle yer değiştirir" şeklinde anlamak doğru olacaktır. Böyle bir anlamın doğruluğu aşağıdaki nedenlere dayanır:

 

 

Ay kendi ekseni üzerinde kendi öz dönüş hareketini, Dünya etrafında icra ettiği tam bir devriyle aynı zamanda yapar, yani

29.5 gün kadar birzamanda tamamlar. öyle ki bize hep aynı yüzünü gösterir.

Güneş kendi ekseni üzerinde kendi öz hareketini yaklaşık 25 günde tamamlar. Yani ekseni üzerinde döner. Bu gök cismi bütün halinde bir dönüş hareketiyle akıntı içerisinde olduğundan ekvator bölgesinin kendi ekseni üzerinde dönme hızı, kutuplar bölgesinin kendi ekseni üzerinde dönüş hızından farklıdır.

Görülüyor ki Kuran'da "sebehe" fiilinden bir anlam inceliğiyle Güneş ve Ay'ın kendi öz hareketlerine işarette bulunulmaktadır. Bu hareketler ise çağdaş ilmin verileriyle doğrulanmıştır. Güneş ve Ay'ın bu kendi öz hareketlerini miladi 7. yüzyılda yaşamış bir insanın kendi zamanında ne kadar alim dahi olsaydı, ki Muhammed Peygamber için böyle bir durum söz konusu değildir hayal etmiş olabileceği düşünülemez.”

GÜNEŞ SİSTEMİMİZDEKİ DÜZENLEMELER

Güneş'in, Ay'ın, Dünya'mızın hareketleri çok ince bir düzenle, Dünya'daki hayatı olumsuz şekilde etkileyecek hiçbir oluşum olmadan devam etmektedir. Tam tersine bütün oluşumlar Dünya'daki hayatı ve çeşitliliği mümkün kılacak şekilde yaratılmaktadırlar. Dünya Güneş etrafında eğilmiş bir vaziyette dolanmaktadır. Bu eğim 23 derece 27 dakikadır. Bu eğim sayesinde Dünya'mızda mevsimleri yaşarız. Her mevsimin farklı tabloları, bitkilerin büyüme düzeni hep bu yaratılmış olan eğimle mümkün olmaktadır.

Dünya'mızın kendi ekseninde yaptığı dönüş ekvatorda saatte 1670 km hıza ulaşmaktadır. Oysa 20 km. hızla giden bir arabada bile yol aldığımızı fark ederiz. Dünya kendi ekseni boyunca dönmeseydi Güneş'e bakan yüz daima gündüz, bakmayan yüz ise daima gece olacaktı. Böyle bir Dünya'da ne bitkiler yaşayabilirdi, ne de canlılık oluşabilirdi.

Ne Güneş'in Ay'a erişmesi, ne de gecenin gündüzü geçmiş olması uygun değildir. Her biri bir yörüngede yüzüp giderler.

36 Yasin Suresi 40

Gerek Güneş'in, gerek Ay'ın, gerek Dünya'mızın tüm hareketleri hiçbir karışıklık olmadan, hiçbir aksama oluşmadan devam etmektedir. Güneş Sistemimizde her şey öyle güzel planlanmıştır ki Güneş Sistemimizin en büyük gezegeni olan Jüpiter bile varlığıyla Dünya'daki hayatın mümkün olmasına katkıda bulunmaktadır. Astronom George Wetherill "Jüpiter Ne Kadar özel" adlı makalesinde bunu şöyle açıklar: "Jüpiter'in bulunduğu yerde eğer bu büyüklükte bir gezegen var olmasaydı, Dünya gezegenler arası boşlukta gezinen meteorlara ve kuyruklu yıldızlara yaklaşık bin kat daha fazla hedef olurdu...Eğer Jüpiter olduğu yerde olmasaydı, şu anda biz de Güneş Sistemi'nin kökenini araştırmak için var olmazdık."

Başımızı Evren'in neresine çevirsek büyük bir ihtişama, çok ince hesaplara, harika sanatlara rastlarız. Yeter ki Allah'ın yaratışları üzerine düşünelim, aklımızı çalıştıralım, Yaratıcımızdan kaçmayalım. Yaratıcımız, aklını çalıştırmak isteyenler için kudretini, merhametini, sanatını gösteren delilleri Evren'in her yerinde sergilemektedir.

190 Şüphesiz Evren'in ve yerin yaratılışında, geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde aklını ve gönlünü işletenler için çok deliller vardır.

191 Onlar ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah'ı hatırlarlar, Evren'in ve yerin yaratılışı konusunda derin derin düşünürler "Efendi'miz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateş azabından koru."

3 Ali İmran Suresi 190-191

 

KAYNAK: https://www.mucizeler.com/bolumler/10_herbiribiryorunge.htm


Sitede ara

İletişim

Melamilerizbiz