Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

HIZIR İLE MUSA KISSASI

 

HIZIR İLE MUSA KISSASI

 

Hazreti Musa Ululazim bir Peygamber olduğu halde,Cenabı Allah neden Hızır'a gönderdi?

Şimdi burada Hızır Aleyhisselam bir veli olduğu halde,Musa Aleyhisselamdan üstün gibi görünüyor.Bir de Hızır Aleyhisselam'dan bir şeyler öğrenmeye gitti.Çünkü,veren alandan üstündür durumu var.Bu halde,Hızır Aleyhisselamın Musa Aleyhisselamdan üstün olması gerekiyor. Halbuki Hızır Aleyhisselam veli,Musa Aleyhisselam Ululazim bir peygamber idi.

Bazıları, Cenabı Allah Musa Aleyhisselamı Hızır Aleyhisselama İlmi Ledün öğrenmesi için gönderdi diyorlar.Kavmi,Musa Aleyhisselama sordular.

Ey Musa,senden daha bilgin bir kimse var mıdır? Musa Aleyhisselam da yoktur dedi.O zaman vahy geldi. "Ya Musa sen Mecmeal Bahreyn" e git,Hızır'a mülaki ol.Ben ona Ledün ilmi öğrettim,sen de ledün ilmini ondan öğren." Bunun üzerine,Musa Aleyhisselam "Mecmeal Bahreyn" e gitti ve onu buldu.Bundan sonraki maceraları biliyorsunuz.

Aslında Musa Aleyhisselamın İlmi Ledünisi var idi.Çünkü,nübüvvet velayetten sonra gelir.Hatta,Muhiddini Arabi Hazretleri, "Sakın bir veliyi nebiden üstün tutmayın,veliliğin son mertebesi nübüvvetin başlangıcıdır" diyor.Bir veli yükselir,yükselir son menzile çıkar,son menzile çıktığı yerden nübüvvet başlar.Şimdi sız kıyaslayın velilikle,nübüvvetin farkını.

Nasıl ki diğer tarikatlar,esma ile tesbihi çeke çeke onların kalbi kendiliğinden zikretmeye başlar.Halbuki,kalbi zikir Melamilik'te ilk evvela telkin edilir.Nasıl diğer tarikatların bittiği yerde melamet başlıyorsa,velayetin bittiği yerde de nübüvvet başlar.

Fakat,şunu da inkar etmemek lazımdır.Musa Aleyhisselam Hızır Aleyhisselamdan bir şeyler öğrenmek için gitti,ihtiyacı olduğu için gitti.

Pir Efendimiz bunu şerhte açıklamış.Musa Aleyhisselamın üç müşkülü var idi.

 

1) Beni annem bir tahta parçasının üzerinde suya bıraktı,neden boğulmadım?

2) Bir kıpti öldürmüştüm,indi ilahiyede katil mi oldum?

3) Şuayip Aleyhisselamın kızlarının güttüğü koyunları ücretsiz sulamıştım.Bu olayda bir ecre,bir sevaba nail olabildim mi?

 

Bu üç müşkülün halli için Cenabı Allah Hızır'a göndermiştir.Pir Efendimiz bir yerde "İlmi Ledün iki kısımdır" diyor.

 

1) Ledünnü İlmiye (İlm-i Tenzili)

2) Ledünnü Kevniye (İlm-i Tekvini)

 

Musa Aleyhisselamda olan Ledünnü İlmiye idi.Hızır da olan ilim ise Ledünnü Kevniye idi.Ledünnü Kevniye,keramet ilmi demektir.Musa Aleyhisselamın bu müşkülleri de,kerameti kevniye ile hallolunacak müşküller idi.Onun için,Cenabı Allah Musa'yı Hızır'a gönderdi.

Musa Aleyhisselam Hızır'a mülaki olduktan sonra,beraber bir gemiye biniyorlar.Hızır başlıyor gemiyi delmeye,Musa Aleyhisselam hemen müdahale diyor.Ne yapıyorsun ya Hızır, bu geminin içinde bu kadar insan var,bunlar boğulacak,yaptığın doğru bir iş midir? Ya Musa, seni annen bir tahta parçasında suya bıraktı.Suda seni muhafaza eden,bu halkı da muhafaza eder dedi.Hani annem beni bir tahta parçasında suya bıraktı,ben niçin boğulmadım diyordu ya.Böylece birinci müşkülü çözülmüş oldu.Gemi tamir edildikten sonra yola devam ettiler.

Gemi karaya çıkınca,şehir içinde gezerlerken sokak çocukları oyun oynuyorlardı. Tuttu, çocuklardan birinin boynunu sıktı öldürdü.Musa Aleyhisselam yine müdahale etti,Ya Hızır, bu senin yaptığın katillik değil midir? Kabahatsiz çocuğu öldürdün dedi.O zaman Hızır Aleyhisselam,sen kıptiyi öldürdün,bu da senin kıptiyi öldürmen gibidir.Çocuğu ameliyat et, bak sait midir? şaki midir? Baktılar ki şaki.Şakiyi öldürmek katillik değildir.Tıpkı senin kıptiyi öldürdüğün gibi.Sanki Hızır'a Musa'nın kıptiyi öldürdüğünü daha önceden söylemişler.

Şehirde dolaşırken karınları acıkıyor,fakat hiç bir kimseden yiyecek bir şey bulamıyorlar. Yıkılmaya yüz tutmuş bir duvarın yanına gelince duvarı doğrultuyor.Yine Hazreti Musa,Ya Hızır çok acayip hallerin var,hiç değilse şu duvarın sahibini bulaydık.Belki bize biraz yiyecek verirdi.Bu durum da,senin Şuayip Aleyhisselamın kızlarının güttüğü koyunları sulaman gibidir.Bundan ücret alınmaz,diyor.Bundan sonra,sen hiçbir şey bilmiyorsun demiyorum,öyle zannetme,senin bildiklerini ben bilmem,benim bildiklerimin bazısını da sen bilmezsin diyerek ayrılırlar.Burada,Peygamber Efendimizin bir hadisi şerifleri de kafamıza müşkül olarak takılıyor. (Ulemaü ümmeti keenbiyai beni israil) "Benim ümmetimin evliyaları beni İsrail Peygamberleri gibidir."

Beni İsrail Nebileri, "Kabe Kavseyn" e kadar yükselmişlerdir.Beni İsrail peygamberleri oraya kadar makam görmüşlerdir.Aynı makama kadar Peygamber Efendimizin evliyaları da çıkmışlardır. Bu makamları tahsil edip zevk eden mü'minler,Beni İsrail Enbiyaları gibidir. Ama bu makamları görmeyip zevkinden mahrum olan kimseler,ne kadar da ulema olsalar zahir ulemasıdır.Çünkü,bu Kabe Kavseyn makamının zevklerinden tatmamışlardır.Onun için onlar, Beni İsrail Nebileri gibi olamazlar.Onlar gibi olabilmeleri için hem şeriat ilmini,hem de tevhid ilmini tahsil edip,makamı Kabe Kavseyn'e kadar yükselmeleri icap eder ki,Beni İsrail Enbiyaları gibi olabilsinler.

Beyazid'i Bestami Hazretlerinin bir sözü vardır. "Ben bir derya geçtim,enbiya kenarında kaldı" o,Hz.Peygamber Efendimizin ümmeti olduğundan,Hz.Muhammedin ayağıyla o Kabe Kavseyn'den "Ev Edna" yateberrüken geçtiğini ifade ediyor.Eğer,Beni İsrail Enbiyaları da Kabe Kavseyn'den Ev Edna'ya geçmek isterlerse,onların da Peygamber Efendimize ümmet olup,bilahare teberrüken o makama geçmeleri mümkündür.

"Benim ümmetimin evliyaları,Beni İsrail nebileri gibidir." denilmesi,makamatı tevhidi tahsil ettiklerinden dolayıdır.Fehmi Efendi'nin bir nutkunda vardır.

 

Makamı Kabe Kavseyn'e Nebiler hep ayak bastı

Ev Edna sırrına sadrı eminsin Ya Rasulallah

 

Kur'an-ı Kerimde ayeti kerime vardır. (Vela takrabü malel yetimi) "Yetim malına yaklaşmayın" yetim malından murat,Peygamber Efendimizin makamı mahsusudur.Bunun Kur'anı Kerimde "Makamı Mahmud" ve "Ev Edna" diye iki ismi geçiyor.Zahirde de yetimin malına tecavüz etmenin cezası,karnını ateşle doldurmaktır.Batında da yetim malından murat, Peygamber Efendimizin malıdır.Çünkü,Peygamber Efendimize ruhaniyeti, anadan, babadan gelmiş değildir.Bütün mevcudatın anası odur.Bütün mevcudat,onun ruhaniyetinden gelmiştir.Çünkü ruhaniyet yönüyle,o kimseye,ana ve baba olmadı.Onun da ana babası olmadı.Ancak,Cenabı Hakk'ın emriyle,tecellisiyle ruhaniyeti zuhura geldi.Bunu nutkunda Niyazi Efendi Hazretleri söylüyor.

 

Zuhuru kainatın madenisin Ya Rasulallah

Rumuzu küntü kenzin mahzenisin Ya Rasulallah

 

Bütün bu kainatta zuhur edenlere maden olmuşsun sen,o gizli hazinenin mahzeni hep sensin:Çünkü Peygamber Efendimiz evvela halkolunan beş isim söylüyor.Hepsi de evvel halkolundu diyor.Evvela "Benim Nurum" halk olundu,arkadan deniliyor ki,o karanlıkta olanlar görünsün için o nur tecelli edince,nasıl gece karanlıkta iken hiç bir şey görünmüyor,sabah olup güneş doğunca bu kainatta olan her şey görüntüye çıkıyorsa! Peygamber Efendimizin Nuruyla da görünmeyen şeylerin hepsi görüntüye çıkıyor.Arkasında diyor. Evvela "Benim Ruhum" halkolundu.Ruhun halkolmasıyla,bütün bu karanlıklarda bulunan cisimler hayat buldu.

Cisimlerin birbirlerinden ayrılmaları ve seçilmeleri için akıl lazımdır.İnsanlar da akıl olmazsa hiç bir şeyi seçemez ve ayırt edemezler.Bir kalabalık,bir kesret görürler ama ne olduğunu idrak edemezler.Onun için "Akıl" arkadan da "Kalem" yaratıldı diyor.Nasıl ki bu kadar harfler mevcud,fakat hiç bir harf kalemin içinde görülmüyor.Ama,kalemi eline aldığın zaman,kalem ne harfler çıkarıyor,ne hurufat döküyor...Onun için kalem de bir ruh gibidir.

Suretlerin ruhtan gelmeleri cisimleri meydana getirdi,bunların barınmaları için de bir yer icab eder.Onun için buyruluyor. "Bu arş" sonsuz bir boşluk demektir.Bu boşlukta insanlardan başka ay, güneş, yıldızlar ve gözle görülmeyen ne kadar cismani kürreler var. Bunlar hepsi arş denilen bu boşlukta yüzüp dönüyorlar.İşte Peygamber Efendimizin söylemiş olduğu beş varlık hep aynı noktaya çıkar.Onun için,bu hususta aşıklar,nice nutuklar söylemişler.Mesela,

Zuhuru kainatın madenisin Ya Rasulallah

 

Bu kainat senden zuhur etmiştir. (Rumuzu küntü kenzin mahzenisin) Bu sebeple bu kainat (Küntü kenzen mahfiyyen) "Ben bir gizli hazine idim bilinmeliğimi murat ettim,bu halkı halkeyledim" kudsi hadisinin mahzeninden çıkmıştır.