Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

ALTMIŞ DÖRDÜNCÜ SOFRA

 

ALTMIŞ DÖRDÜNCÜ SOFRA

 

Allah Teala'nın: "Vela teniya fizikri: Beni anmakta vani (gevşek) olmayın." (Taha 42) sözü hakkındadır.Dersen ki: Vani zikirde nasıldı ki,biz de onun gibi olmayalım cevaben derim ki:

Vani Sultan Mehmed'e yaklaşma imkanı bulunca Sultan Mehmed Camide,mescitte ve tekkelerde bulunan bütün zikir ehlini cehri zikirden kesti.Zikir ehlini darmadağın etti.Zikir yerlerini ehlinden boşalttı.O kadar ileri gitti ki zikir nuru insanların kalbinden tamamen sönmeye yüz tuttu.Bunun için Allah bizi de onun gibi olmaktan,Fir'avn'ın yasakları altında kalan Musa ve Harun Aleyhisselam gibi onun yasağı altında kalmaktan menetti.Eğer: "Nasıl edelim ki onun gibi olmayalım?" dersen,derim ki: Fazıl alimlerden ve mü'minlerin büyüklerinden naklen Cehri zikrin caiz olduğunu söyleyen Mecalisü'z-Zuhri'nin ifadesine göre amel ediniz.İŞte bu meselenin hakikati:

Bil ki: Sırri (gizli) ve Cehri (açık) zikirde ulema ihtilaf etmişlerdir.Fakat ihtilaf,Cehri zikrin caiz olup olmadığında değil de hangi zikrin efdal olduğundadır.Bezzaziyye'de şöyle diyor: "Zikirde sesi yükseltmek caizdir." Hidaye sahibi,Tecniste şöyle diyor: "Hamamda okumak iki türlüdür.Sesi yükseltmek,veya yükseltmemek suretiyle okumak.Birincisi mekruhtur,ikincisi mekruh değildir.Muhtar olan budur.Tesbih ve tehlile gelince bunda bir beis yoktur' Sesini yükseltse dahi zararı yok." İmam Ekmel,Meşarik Şerhinde Hz.Peygamber Aleyhisselam'ın: "Kendinize geliniz.Çünkü siz,bir sağıra ve gaibe değil,işiten ve size yakın olan Allah'a dua ediyorsunuz.O sizinle beraberdir." Hadisini zikrediyor.Hadiste gizli zikrin müstehab olduğuna işaret edilmektedir.Fakat Meşarihu'l-Keşşaf,bunun makama göre olduğunu söylüyor.Mürşid,müptedi müride,kalbine sokulan kötü vesveseleri kesmek için sesini yükseltmesini emredebilir.Mecma'ul-Fetava'da şu var: Hadiste sesi yükseltmemek emri,bir maslahata bağlıdır.Rivayet edildiğine göre bu,bir gazada söylenmiştir.Gazada sesi yükseltmek,bela getirir.Harb hiledir. "Sözü yükseltsen de O,gizliyi de daha gizlisini de bilir." (Taha 7) ayeti ise,kulları şu imana getirmek içindir: Cehri zikir,O'na işittirmek için değil,başka bir sebep içindir.Be sebep,nefsi,zikirle meşgul etmek,başka şeylerle ilgilenmekten alıkoymak,nefsi vesveselerden kesmek ve tazarru ile nefsi yenmektir.

Hasılı,gizli zikir,riyadan uzak olduğu için efdaldir.Lakin riyadan ve bahsedilen diğer yollardan sakıncalardan uzak olursa; başkalarını da zikre teşvik eder,yardımlaşmaya sebep olursa Cehri zikir efdaldir.Dört mezhep kitaplarının bazılarında Cehri zikrin haram,yahut mekruh oluşuna dair kayıtlar,dışarıda bir harama veya mekruha sebep olmasına göredir.Yoksa sırf cehri zikrin kendisi haram veya mekruh değildir.Mişkat sahibi şöyle diyor: "Denildi ki zakir eğer havastan ise onun hakkında gizli zikir evladır.Eğer avamdan ise cehri zikir evladır.Fakat toplu zikir ediliyorsa evla olan,sesi yükseltmektir.Çünkü cehri zikrin nefis perdelerini kaldırma hususunda etkisi büyüktür.Sevap yönünden de herkese,yaptığı zikrin karşılığı verildiği gibi,bir de dinlemesinin sevabı verilir.Zakir,kalbinde bir kasvet bulursa Allah Teala'yı dil ile kalbine vura vura kuvvetle zikretsin çünkü şiddetli zikir,katı kalbe kavuşursa,kalbdeb bir ateş çıkar,perdeleri yakar ve kalbini ins-ü cinnin amellerine denk olan Hak cezbelerine götürür.Allah Teala gerçeği daha iyi bilir.

Allah Teala lütuf ve keremiyle bizleri,Habibi ve Resulü (devreden felek durdukça ve gece gündüz devam ettikçe O'na ve al-ü ashabına salat ve selam etsin) yüzü hürmetine Allah'ı gece gündüz,gizli ve açık tazarru ve niyaz ile çok zikredenlerden eylesin.(AMİN)

Bu söylediklerimiz zikir hakkındadır.Kur'an okumaya gelince Tatarhaniyyede: Kur'an'ı teğanni ve elhan ile okumak,eğer kelimeyi değiştirmiyor,aksine sesi güzelleştiriyor,Kur'an'ı süslüyorsa bize göre bu,namazda da namazın dışında da caizdir.Şayet kelimeyi değiştiriyorsa namazın fesadını gerektirir.Bundan menedilmiştir.(Mecalisü'z-Zuhri). "Allah gerçeği söyler,O,yola iletir."

 

MAWÂİDU'L-İRFAN

İRFAN SOFRALARI

Niyazî-i Mısrî

Notlarla çeviren: Prof.Dr.Süleyman ATEŞ.