Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

OTUZ DÖRDÜNCÜ SOFRA

 

OTUZ DÖRDÜNCÜ SOFRA

 

"Cennet mekarihle (kötülüklerle) süslenmiştir." Bunda şu hakikate işaret edilmektedir: Bir kamilin adı uzaktan işitilir ve onunla buluşmaya iştiyak duyulur.Fakat geldikleri zaman onu düşmanla çevrili görürler,öyle ki her düşmanın elinde ötekininkine benzemeyen bir mızrak vardır; o mızrakları bu kamile aşık olanlara atarlar,iftiralar ederler,onu ondan çevirmeye çalışırlar.Bu,Adem Aleyhisselam'dan günümüze kadar böyle gelmiştir.Hakikatte kamilin etrafında bulunan bu düşmanlar,istidatlı olmayan kimseleri kemal sahiplerinin yanına sokmamak için vazifeli bekçilerdir.İşte kemal sahibi olan zat,böylece mekarihle (kötülüklerle) çevrilmiş bulunur.Onun yanına ancak kuvvetliler girebilir.Nitekim o kamil de maarif Cennetine ve kendisine muvafık ihvanla toplanma zevkine;düşmanların verdikleri ıstıraplara,hasetçilerin sebep olduğu üzüntülere sabretmek suretiyle erebilmiştir.Çünkü ariflerin meclisi,Cenne gibidir.Zira Peygamber Aleyhisselam Efendimiz buyurmuştur: "Eğer Cennet bahçelerine uğrarsanız,meyvalarından yeyiniz." Fakat cennet mekarihle çevrilidir.Kamil kimseler,zikir sohbetine muvafık olan insanla toplanma meclisine ancak sabr ile nail olabilmişlerdir.Büyüklerden biri Belgrad'dan bizi ziyarete gelmişti.Önce fakirin hasetçilerinin çokluğunu görerek bana acıdı.Fakat cuma gecesi toplanan ihvanı görüp,onların Vecd ile,birtakım İlahi haller ile zikretmelerini görünce çok ağladı ve şöyle dedi: "Bırak onları istedikleri kadar hainlensinler,düşmanlık etsinler.Onların ezalarına sabret,Çünkü bu nur,onların üflemeleriyle sönmez,artar.Sonra Allah Teala'nın: "Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar.Halbuki Allah,kafirler istemese de,nurunu muhakkak tamamlayacaktır." (Saff ve "Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar,Kafirlerin hoşuna gitmese de Allah nurunu tamamlayacaktır." Tevbe 32) sözlerini okudu ve ilave etti. "Bu cennetin,hasetçilerden ve düşmanlardan hali kalmayıp onlarla sarılmış bulunması icabeder.Bu insanlar bunun etrafındaki mekarihi yarıp buraya girmeye kudretleri olmadığından dolayı hasedleri ve düşmanlıkları artmaktadır.Fakat onların hasedleri ne kadar artsa bu nur da o kadar artar.Onların senin hakkındaki davranışlarına üzülme."

Hasılı kamil,kemal cennetine cehd-ü gayret ve sabr-i cemil ile vasıl olabilir.Onun hasetçilerinin kötülükleriyle çevrili bulunan sehbeti cennetine de ancak kamilin zatında veya meclisinde bulunan mekarih ayıplarına gözlerini kapatan,o hasetçilerin sözlerine kulak asmayan kimselerden başkalrı giremez.

Fakir der ki: Mısır'a gidip Şeyhuniyye'de şeyhime bey'at ettiğim zaman oranın fukarası sayılamayacak kadar çoktu.Bunlardan bazıları şeyhime,kendi şeyhi zamanından kalmış idiler.Şeyhin selefinden kendisine intikal eden müridlerden bir bana gizlice yaklaştı ve dedi ki: "Ben seni,iradende sadık,samimi arkadaş biliyorum.Ama bu şeyh,senin bildiğin gibi yetişmiş bir şeyh değildir.Ben sana nasihat ediyorum.Senin aradığın bunda yoktur.Beni dinlersen bunu bırak ve kendine başka bir şeyh ara.Belki muradına erersin." ve şeyhin birçok ayıplarını saydı.Ona dedim ki: "Şimdi onun kamil olduğuna yakinen inandım." Gerçekten üç yıl hizmetine devam ettim ve onu Kadiri Tarikatinde kamil bir şeyh buldum.Allah'a hamdolsun,ona hizmet sayesinde muradımın özetine nail oldum.Teferruatına da başka bir şeyhin,şeyhler şeyhi eş-Şeyh Ümmi Sinan Elmalı (Ks.S.) nın hizmetinde eriştim.Ama bunun mekarihini,ötekinin mekarihinden çok buldum.Tabii zevkleri de farklı idi.

 

MAWÂİDU'L-İRFAN

İRFAN SOFRALARI

Niyazî-i Mısrî

Notlarla çeviren: Prof.Dr.Süleyman ATEŞ.