Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

ÜÇÜNCÜ SOFRA

 

ÜÇÜNCÜ SOFRA

 

"Ey iman edenler,zandan çok sakınınız. Çünkü zannın bazısı günahtır. Birbirinizin gizlisini araştırmayınız, biriniz, diğerinizin gıybetini etmesin. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Elbet bundan iğrendiniz. Allah'tan korkunuz. Şüphesiz Allah bağışlayıcı ve merhamet edicidir." (Hucurat,12)

Bil ki, güneş nereye yönelse, karşısında karanlık görmez. Karşısına düşen her şey aydınlık (nur) görünür. Güneşin gördüğü nur, karşısına düşen eşyayı ışıklandıran kendi yüzünün nurudur. Ama zulmetin karşısında aydınlık olmaz. Karanlık, karşısında bulunan eşyada daima karanlık görür. Bu karanlık,karşısına düşen eşyayı karartan kendi karanlığıdır.İmdi güneş,kendine kıyasen,bütün alemin nurdan ibaret bulunduğunu zanneder.Zulmet (karanlık) ise, kendisine kıyas ederek bütün eşyanın zulmetten ibaret olduğunu sanar. 

Güneş, arif-i billah olan muvahhid mü'minin misalidir. Bu zaten bütün eşyada, kendi irfanının, tevhidinin, imanının ve ayanının "hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. Lakin siz onların tesbihlerini anlıyamazsınız." (İsra,44) ayetinin ifade ettiği gibi aksini, nurunu görür. Halbuki aslında eşyanın bir kısmında cehalet, küfür ve isyan zulmeti vardır. Fakat o mü'minin bakışının nuru, bütün eşyayı kaplar da o, hepsinde sadece nur görür. Bütün insanlara iyi zan besler. Bu sıfat, bir insana, ancak kemale eriştiren bir mürşid-i kamilin terbiyesi altında iç tasfiyesiyle mümkün olur. 

Zulmet ise cehalet ile kalbi kararmış cahile benzer. Bu adam, bütün eşyada bir eksiklik görür, herkeste bir ayıp arar. Cahil neye baksa, cehaletinin ve aybının siyahlığı o şeye akseder. Baktığı şey ne olursa olsun onda muhakkak bir ayıp ve noksan bulur. Fukara bilmez ki o, kendi ayıp ve noksanıdır, oradan kendine aksetmiştir. 

Binaenaleyh, ey Ehlullah yolunda süluk eden talip, Allah'ta mücahede et ki, ruhunun güneşi battığı yerden doğsun, tutulduğu yerden açılsın, kalbinin alemleri nurlansın, nuru yüzüne vursun ve senin yüzünden karşında bulunanlara yansıyarak hepsini aydınlatsın. Karşında bulunanlar, senin ilim ve irfanının nurundan istifade etsin, senin gölgende, yani cisminin ve bedeninin gölgesinde istirahat etsinler. İşte güzel huyun kemali budur. Allah, bizi de sizi de bu vasıflarla vasıflananlardan, Allah indinde ve insanlar indinde razı olunmuş ve sevilmiş olan bu huylarla huylanmış bulunanlardan eylesin amin. 

 

MAWÂİDU'L-İRFAN

İRFAN SOFRALARI

Niyazî-i Mısrî

Notlarla çeviren: Prof.Dr.Süleyman ATEŞ.