Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

ON BEŞİNCİ SOFRA 

 

ON BEŞİNCİ SOFRA 

 

Abdullah İbnu Mes'ud (R.A) ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resulullah bir çizgi çizdi ve bize: "Bu, Allah'ın yoludur." dedi.Sonra sağında solunda birtakım çizgiler çizdi ve dedi ki: "Bunlar da yollardır. Bu yolların her birinde bir şeytan oturmuş kendisine davet eder." ve okudu: "İşte benim doğru yolum budur, ona tâbî olun." "Muhakkak sizin sa'yiniz (yani ameliniz) çeşitlidir." Kiminiz ilim ve amel ile sa'yeder, cennet'e gider. Kiminiz cehalet ve nefis arzusiyle zulmete koşar da Cehennem'e gider. "Herkesin uyduğu bir ciheti vardır. Hayır işlerine koşunuz. Nerede olursanız Allah hepinizi toplu olarak bir araya getirecektir." (Bakara,148) 

Bil ki, insanın sa'yinin çeşitli oluşu, insanların dört tavır (merhale)'de bulunuşlarından dolayıdır. Bu dört tavır (merhale) ile hayvanlar alemini, yırtıcılar alemini, şeytanlar alemini ve melekler alemini ifade etmek istiyorum. Her alemin mahiyyeti, insanı öteki alemin aksi yöne iter. Doğumdan hemen sonra insanın ilk alemi başlar ki, hayvanlar alemidir. Bu alem onu yemeye, içmeye, helal ya da haram birleşmeye sevkeder. İnsan orada sebat eder, imana ve amele dönmezse dünya sevgisi ona galebe çalar, dünyadan her istediğini de pek tabii elde edemez, neticede yırtıcılar alemine girer. Kibir, kin, hased, intikam, mukadderse katil ile vasıflanır ve o insanın sireti yırtıcı hayvanlara döner. Eğer bundan da imana ve amele dönmezse mevki hırsı galebe eder, muradına ancak hilelerle erişir ve sonunda devler ve şeytanlar alemine girer. Hile, hurd'a yalan, gıybet, koğuculuk ve iftira ile İblis gibi halk arasına fitneler düşürmek gibi huylarla vasıflanır. Orada kalırsa Esfel-i Safilin (aşağıların aşağısı)'da kalmış ve insanların en sapkını olmuş olur. Ama saâdete ulaşıp da melekler alemine dönerse ki, bu alem zikir, tesbih, tehlil ve istiğfar alemidir; bütün insanlar ile iyi geçinir ve güzel ahlaklı olur ki, güzel ahlak insanın kemalidir. Bununla ötekilerden (meleklerden) üstün olur. Çünkü böyle insanlar oraya hayvanlar, yırtıcılar, dev ve şeytan alemlerinden ilim ve amel ile yükselmişlerdir. Mücadele ederek oraya geçmişlerdir. "Güzel söz O'na çıkar, salih amel O'na yükselir." (Fatır,10). İnsanlardan bazıları birinci mertebede, bazıları ikincide, bazıları üçüncüde ve bazıları da dördüncüdedir. Bazıları da merhaleden merhaleye seferini tamamladıktan sonra daimi olarak bir halden diğer hale geçmek üzere bulunurlar. 

Şimdi bak gör, senin nefsin bu otlaklardan hangisinde otlamaktadır. Onu aşağılardan yukarıya döndürmek için çemirlen ki, helak badirelerinde ilimler suyundan ki, salih amellerin neticeleridir, susuz kalmayasın. Eğer insan isen himmetini hayvanların, yırtıcıların ve iblisin gittiği yönden çevir. Allah'a koşman, yolların en yükseğinde olsun. Çünkü Allah'a giden yollar, mahlukatın nefesleri sayısı kadar çoktur. Nefsi bilmeye çalışmak, insanı Allah'ı ve gayelerin en yükseği olan tevhid mertebelerini bilmeye görürür. 

Bil ki, güzel ahlak imandır, ameldir, ihlastır, zikirdir, ihsandır, tevazu'dur, öğüttür, tasavvuftur, cömertliktir, mürüvvet etmedir, rızadır, sabırdır, Allah'ı sevmedir, Allah'tan korkmadır. Bunlar, ancak Adem Aleyhisselam'ın ilmi kendisinde zuhur eden insanlara vergidir. Bu ilim, esma ilmidir. Yani ledünni ilimdir ve amel-i salihin neticesi olan veraset ilmidir. Çünkü Peygamber Aleyhisselam Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Her kim bildiğiyle amel ederse Allah onu bilmediği şeylerin ilmine vâris kılar." Nasıl ki melekler de önce Adem'e itaat etmediler. Ancak Allah Teala Adem'e esma ilmini ilham ettikten sonra ona secde ettiler ve hürmetle onu başlarının üstüne kaldırdılar. Ahlak-i Hamide de böyledir. Ancak Allah'ın verâset ilmini lutfettiği kimsede bulunur. O (insanlar) bu ilmi arzu ederler, çünkü bu ilim, peygamberlerin ve velilerin ilmidir. İşitilmedi mi ki, bizim Peygamberimiz okuma ilmiyle değil, veraset ilmiyle bir veli idi. Ama İblis'e gelince: kimdeki cin, dev ve şeytanın sıfatları olan hile, hurd'a yalan bühtan ile insanları azdırma huyları zuhur ederse bu sıfatların sahibi; Ahlak-ı Hamide meleklerinin itaat ettiğiikinci ilim erbabına icmalen ve tafsilen düşman olmakta devam eder. Bu sıfatlar onu beşeri sıfatların hükmüne düşürmek suretiyle mahvetmeye ramak kalır. Artık sen anla. Binaenaleyh Adem hilafetinde olan kimsenin, halk ile muamelesinde halin icabına göre ahlak-ı hamide meleklerini kullanması ve daima kötü ahlak şeytanından kaçınması, ledünni ilim talibi bulunan melaikeyi ile şâdedip onları da bu ilimde otlatması, mülhidlerden ve münkirlerden daima kaçınması gerekir. 

 

MAWÂİDU'L-İRFAN

İRFAN SOFRALARI

Niyazî-i Mısrî

Notlarla çeviren: Prof.Dr.Süleyman ATEŞ.