Hakk'ı İstersen Yürü İnsan'a Bak

FENA FİLLAH

 

FENA FİLLAH

 

Ehlullah dilinde "Fena Ender Fena" tabiri vardır.Fena Ender Fena ne demektir? Bir insan yokluğa erişir,kendi nisbetlerinden soyunur,Hak'ın varlığıyla var olur,yani yokluk ile kazandığı varlığı da yok eder; işte buna,Fena Ender Fena derler.

Böyle zevke erişen kimseler,Fena'da nasıl zevkleniyorlar ise,Beka makamlarında da aynı zevkle şerefyab olur.Ayeti Kerimede (Velimen hafe makame rabbihi cennetan) "Rabbının makamından korkanlara iki cennet verilecektir." (Febieyyi alai Rabbiküma tükezziban) "Siz Rabbınızın hangi nimetlerini inkar edebilirsiniz? Onlar, Beka'da lezzetlendikleri, Allah'ın cemaliyle müşerref oldukları gibi,Fena meratiblerinde de aynı zevke sahip olurlar.Çünkü kendi benliklerinden geçerler.

Kendi fiilllerinden geçtiklerinde,Hakk'ın fiili onlara bir cennet olur. Kendi sıfatlarını yok ederler.Hakk'ın sıfatları onlara cennet olur. Kendi vücutlarından geçerler.Hakk'ın vücudu onlara bir cennet olmuş olur.

Aksi halde,kendi benliklerinden geçmeyen kimseler ne Rabbın makamından korkmuş olurlar,ne de amel ve irfan cennetine erişirler.Çünkü,o cennetlerin misali buradadır.Ayeti kerimede (Vemen kane fi hazihi a'ma ve hüve fil ahireti a'ma) "Bu dünyada ama olup Hakk'ı görmeyenler,yarında ama olup Hakk'ı göremeyeceklerdir." buyurulur.Buna şöyle de mana verilebilir.Bu dünyada cenneti bulamayanlar,yarın ahirette de cenneti bulamayacaklardır.

Bunun için Resulullah Efendimiz buyuruyorlar; (Eddünya mezreatül ahira) "Dünya ahiretin tarlasıdır." Peygamber Efendimiz Mirac'tan dönerken altıncı semada İbrahim Halilullah ile karşılaştı.İbrahim Aleyhisselam dedi ki; Ya Muhammed bak şu boşluğu görüyor musun? Öyle bir boşluk ki,ucu bucağı belli değil.Görüyorum,dedi.İşte,o gördüğün boşluklar, hep cennet yerleridir.Velakin dikkat buyurun,ne bir dikili ağacı var,ne de bir akar suyu var. Benden ümmetine selam söyle,u zikre,şu tesbihe çok devam etsinler (Sübhanallahi velhamdülillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber) O zaman burada hem ağaçları dikilecek,hem de akarsuları olacak.Eğer sen,bu tesbihi dünyada zikretmediysen,zikirden hasıl olan zevke erişmediysen,alemi ahirette cenneti nasıl bulabilirsin?

(Sübhanallahi velhamdülillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber) demekle,bu tesbihi söylemekle,ağaçlarımız dikildi mi? Akarsularımız oldu mu? Bu bir tevhiddir.Subhanalllahi: Seni tesbih ederim, Velhamdülillahi: Seni hamd ederim, Vela İlahe: senden başka bir varlık yoktur. Vallahu Ekber: Sen ulusun Yarabbi,işte bu bir tevhiddir. Demek oluyor ki,ahiret alemindeki boşluğu dolduracak bizim tevhidimizdir.Tevhid ikiye ayrılır.Yarısı yokluk mertebeleridir,yarısı da varlık mertebeleridir.

Bu dünyada yok olmadıysan, ahirette nasıl var olabilirsin? Bu dünya bir tarla olduğuna göre dünya tarlasına hiç bir şey ekmediysen, beka alemine, ahiret alemine vardığın zaman ne biçmek isteyebilirsin? Bir şey ekesin ki biçesin.

Bir rençber kışın tarlasına tohum atarsa,yazın biçmeye hak kazanır.Fakat tarlaya tohum atmadıysa bir şey biçmeye hakkı olur mu? Olmaz.Onun için bizler fena meratiblerini tahsil ederken dünya tarlasına yokluk tohumlarını saçacağız.Peki bu tohumu nasıl saçacağız? Bizim yok olan fiillerimizi idrak edeceğiz,sıfatlarımızı da,vücudumuzu da yok bileceğiz.İşte o zaman bu dünya tarlasına tohumlar saçılmış olacak.Beka'ya çıkınca bu tohumlar filizlenip,olgunlaşıp kemal bulsun ki,meyveleri hemen toplayabilelim.

Bunun için Niyazi Efendi Hazretleri bir yerde diyor.

 

Eyven kişi yol alamaz

Maksudunu tez bulamaz

Yok olmayan var olamaz

Varını dağıtmak gerek

 

Bunun için varlıklarımızı dünya tarlasına tohum olarak saçarsak,onlar alemi ahirette bitecekler.Bu itibarla cennet,cehennem,cemal hepsi bu alemdedir.Bu alem kazanç alemidir.Onun için bu aleme "Şuhud Alemi,Şahadet Alemi" deniliyor.Şuhud nedir? Görmek müşahade etmektir.Her şeyi anlamak idrak etmektir.Onun için bu dünya aleminde kazanç temin edip,Alah'ı huzuruna göğsümüzü gere gere cesaretle gidebiliriz.Tevhid yolunda cesaretin rolü çok büyüktür.Her ne kadar şu hadisi şerif zahire hitap ediyorsa da mana da böyledir."Ticaretin onda dokuzu cesarettir." Niyazi Efendi Hazretlerinin bir beyti vardır.

 

Korkma tamudan eğer aşık isen, Aşık olanın yeri gülizar olur

Aşkınla tamuda olmak cennetidir aşıkın, Cennette olsan tamudur aşksız ona

 

Bir insan Allah aşkıyla olursa onu cehenneme koysalar,orası ona cennet olur.Velakin Allah aşkı olmaksızın cennete koysalar,orası ise cehennem olur.Şu halde gerek dünyada, gerekse ahirette cennet,Alah aşkıdır.Onun için bize bütün büyüklerimiz aşkı tavsiye etmişlerdir. Niyazi Efendinin divanındaki ilk beyitleri de aşktan bahseder.

 

Ey gönül gel gayrıdan geç

Aşka eyle iktida

Zümreyi ehli hakikat

Onu kılmış mukteda

 

Ey gönül başka sevgilileri bırak aşka uy,aşkı kendine imam et.Onun için bütün hakikat tayfaları aşka uymuşlardır.Çünkü her şey fena bulur.Lakin aşk baki kalır.İnsanları gerek dünyada, gerekse ahirette bahtiyar edecek Allah sevgisidir.Aşk denilen bir sevgidir.Bu sevgi ise Allah sevgisidir.Peki Allah'ı nasıl sevebiliriz? Kur'an-ı Kerim bunu bize tarif ediyor.Asrı Saadette yani Peygamber Efendimizin sağlığında,demişler,gidelim şu Muhammed'in sohbetini dinleyelim,bakalım neler konuşuyor.Gelmişler dinlemişler.O anda da Peygamber Efendimiz Allah sevgisinden bahsediyormuş,sohbetini kesmeyip müşriklerin yanında da devam etmiş ve sohbetini Allah'ı sevmekle bitirdiğinde müşrikler demişler.Ya Muhammed sen Allah sevgisinden bahsettin,biz de Allah'ı seviyoruz.O zaman ayeti kerime inzal oluyor. (Kul in küntüm tühibbunallahe fettebiuni) "Habibim sen onlara de: Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana tabi olunuz." Bu sözü ben demiyorum.Allah,Peygamberimize diyor.

Peygamberimize böyle hitap ediyor. (Yuhbibkümullahu veyağfir leküm zünübeküm, vallahu gafururrahiym) "O zaman Allah'ta sizi sever ve geçmiş günahlarınızı bağışlar o bağışlamakta çok merhametlidir." Alah'ı sevmek nasıl oluyormuş? Ancak,Peygamberimizi sevmekle oluyormuş.

Hz.Muhammed (S.A.V) Efendimizin iki yönü vardır.Bir yönü,görünen tarafı,diğer yönü, görünmeyen tarafı.Görünen tarafı açıkta olduğundan,onu herkes görüyor.Fakat bir iç alemi var ki, bunun hakkında Cenabı Hak kudsi hadisinde (Levlake levlak lema halaktul eflak) "Ey Habibim, sen olmasaydın, sen olmasaydın bu kainatı, kürreleri, bu eflakı halketmezdim" buyuruyor.Resulullah Efendimizin maneviyatını şimdi bir düşünün.Madem ki biz Resulullah Efendimize tabi olduk,ona ümmet olduk.Öyleyse biz onun hem suretine, hem de maneviyatına kendimizi uyduralım.

Hiç kimse yoktur ki,ondan daha bilgin ve Rabbına ondan daha yakın olabilsin.Sureta kendimizi ona uydurduğumuz gibi,manen de uydurmamız gerekir.Onun maneviyatı hakkında Cenabı Hak ne dedi? (Levlake levlak lema halaktul eflak) "Ey Habibim sen olmasaydın bu kainatı halketmezdim" Bizler de ona öyle ümmet olalım ki,Cenabı Allah bizim için de desin (Ya ibni Ademe levlake lema ene,levlaye lema ente) "Ey Ademoğlu sen olmasaydın ben olmazdım,ben olmasaydım sen de olmazdın." İşte,Resulullaha böylece tabi olursak,Allah'ı sevdiğimizi isbat etmiş oluruz.

Nasıl Peygamber Efendimize sen olmasaydın,bu kainatı halketmezdim,hitabı geldi ise,sana da "Ey Ademoğlu sen olmasaydın ben olmazdım" hitabı gelsin.Çünkü,Allah'ı zuhura getiren insandır,Adem'dir.Adem olmasaydı Allah kendini nerede izhar edecekti? Yeter ki biz,Hz.Muhammed'e tam ümmet olalım.Cenabı Allah,bizim için de bu sözünü sarfetmiş olsun.Çünkü,Allah'ı zuhura getiren insandır.İnsan olmasaydı,Cenabı Allah gizlilikte kalacaktı.Bu babta Niyazi Efendi Hazretleri buyuruyor.

 

Kenzi mahfi aşikar hep sendedir

 

Neydi bu kenzi mahfi? Gizli hazine.Allah'ın ef'ali,sıfatı,zatı idi.Bunların hepsi,sen var olalıdan beri sende var.Fakat,gizlilikte olduğundan senin hiç haberin yok.Ne zaman Hazreti Muhammed'e tabi oldun,ona ümmet oldun,o zaman Resulullah Efendimiz veya varisleri,bu gizli hazineyi senin batınından zahire çıkardı.

Ey Ademoğlu,sendeki ef'al yani fiiller,senin değil benimdi.Sendeki sıfatlar benimdi, sendeki vücud benim vücudumdu. Onun için, sen olmasaydın ben olmazdım. Keza sen olmasaydın bu fiiller,bu sıfatlar,bu vücud nerede zahir olacaktı? İşte burada Allah'ı sevmenin, Hazreti Muhammed'e tabi olmakla olduğu,açıkça anlaşılmış oluyor.Ne mutlu bizlere ki, Cenabı Allah, bizleri bu tevhid sofrasına topladı,gizli hazinesini açtı.Bu gizli hazineden, dünyamızı ve ahiretimizi mamur etti.Buna ne kadar şükretsek,azdır.Şükründen aciziz.

 

Cenabı Allah bütün ümmeti Muhammede,bu tevhid sofrasını nasip etsin.Onlara gizli hazinenin açılmasını Allah'tan diliyoruz.Cenabı Allah,bu esrarı,bütün ümmeti Muhammede açsın da,hepimiz bundan istifade edelim ve Hazreti Muhammede ümmet olalım.Yarın da burada ümmet olduğumuz gibi,Hazreti Muhammedin Hamd sancağı altında toplanalım. Cenabı Allah, cümlemizi bu huzur ve zevkten ayırmasın.(Amin)